Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Sezai Karakoç Kolokyumu kapsamında ‘Mimari ve Sezai Karakoç’ konulu söyleşi etkinliği gerçekleştirildi. Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’nde Yazar Saadettin Acar moderatörlüğünde gerçekleştirilen söyleşide Şair Rıdvan Canım, Mimar Celaleddin Çelik ve Yazar Fikri Kula, diriliş şairi Sezai Karakoç’un mimariye, şehirlere ve tarihi yapılara bakış açısını farklı perspektiften ele aldı.

mimari_ve_sezai_karakoc_1

Yol Gösterici Bir Ruh

Sezai Karakoç’un kendinden sonrakilere yol gösterici bir rol oynadığını belirten Mimar Celaleddin Çelik, “Sezai Karakoç’un sanat anlayışı ve sanatsal ifadelere karşı tutumu bir mimar olarak ilgimi çekti. Karakoç’u, önümüzü açacak, bizlere ışık tutabilecek birisi olarak görüyorum. Karakoç’un yürüdüğü yolda kendinden öncekilerin ayak izi yoktu aslında. Bu çok büyük ruhların yapabileceği bir şey. Çok cesurca bir hareket. Bu hareket aslında çok güvenli bir sığınak değil. Var olanın dışına çıkarak yeni şeyler denemek büyük bir ruh ve zihin istiyor. Bu bağlamda Sezai Karakoç, çok önemli bir sanatçı. Ayrıca Karakoç bunu, henüz Türk şiirinde Yahya Kemal, Ahmet Haşim gibi sanatçıların rüzgârı eserken başardı. Karakoç’u yegâne haline getiren tavır da tam olarak bu. Böyle bir dönemde yeni bir söyleyiş geliştirmek çok sık gördüğümüz bir şey değil” diye konuştu.

mimari_ve_sezai_karakoc_6

Sezai Karakoç ve Şehir

Sezai Karakoç’ta şehir kavramına ilişkin katılımcılara bilgiler aktaran Şair Rıdvan Canım, “Sezai Karakoç’a göre şehirler, esasen doğrudan ruh dünyamızı yansıtan mekânlardır. Bursa, Manisa, Edirne, İstanbul, Bağdat, Mekke ve Medine gibi şehirler erdemle estetiğin, egemenlikle ülkünün birer altın sentezi olmuş mekânlardır. Özellikle Sezai Karakoç ve eserleri üzerine yaptığı incelemeleri ve araştırmalarıyla tanıdığımız Şakir Diclehan, Karakoç’un kente bakışına şu tespitlerle yaklaşır: Karakoç’a göre tarihte uygarlıklara başkentlik yapmış şehirler vardır. Bunlar zamanla gelişir, serpilir ve gün geçtikçe bazı yeni değerlerin katılmasıyla daha bir anlam kazanır ve daha bayındır hale gelirler. Nitekim Karakoç’a göre insan ruhu da bir şehir gibidir” ifadelerini kullandı.