Bu sene 15 bin yatağın turizm sezonunda hizmete girmesiyle Antalya Manavgat destinasyonunun yatak kapasitesi 250 bine ulaşacağı belirtiyor. Kitle turizmine bağlı başta Almanlar olmak üzere Avrupalı, İskandinav, Bağımsız Devletler Topluluğu(BDT), Baltık ülkeleri ve Rus 4 milyon turisti ağırlayan Manavgat'ta turizmciler, sezon süresinin 7 aydan 12 aya çıkabilmesi için eko, sağlık, botanik, doğa sporları, kültür, kongre, sağlık ve bisiklet sporu turizminin ön plana çekilmesi gerektiğini dile getiriyor.

Turizmciler, Manavgat'ın deniz, kum ve güneş turizminde olduğu gibi eko, botanik, sağlık, kongre ve doğa sporları turizminde de güçlü olduğunu söylüyor. Sektör temsilcileri, bölgede kitle turizminde en üç noktaya ulaşıldığını, turizm çeşitliliğinin canlı tutulması için eko turizmi yatırımlarına önem verilmesinin altını çiziyor.

Manavgat Titreyengöl-Sorgun Turizm Yatırımcılar Birliği(TİSOYAB) Başkanı Hüseyin Aydoğan, bölge destinasyonunun kitle turizminde yeterli doyuma ulaştığını söyledi. Manavgat'a her yıl gelen turist sayısında önemli ölçüde artış olmazken her sezonda konaklama tesisi sayısında artış olduğunu belirten Aydoğan, sadece bölge destinasyonun değil, kitle turizminde Antalya'nın da doyuma ulaştığını kaydetti.

Antalya'nın en güçlü eko turizmi potansiyelinin güçlü olduğu destinasyon Manavgat olduğunun altını çizen Aydoğan, bu bağlamda ilçede eko turizminin hayat bulması için Titreyengöl, Sorgun Çamlığı, Oymapınar ve Beşkonak Köprülü Kanyon Milli Park'ın değerinin iyi bilinmesi gerektiğini söyledi.

'OTELLER BİRBİRİNE BENZEYİNCE TURİST FARKLI OLAN NE VAR DİYE SORUYOR'

Son yıllarda dünya turizminde çevrenin ve doğal kaynakların korunması öncelikli yükselen değerin eko turizmin olduğunu vurgulayan Aydoğan, "Antalya ve bölgemiz kitle turizminde yeterli doyuma ulaştı. Turist artık konaklama tesislerinde 'farklı olan ne varı' arıyor. Antalya ve bölgemizin önümüzdeki 10 yılın turizm şekillenmesini eko turizmi belirleyecek. Turist artık, ülkesinden havalimanına, havalimanından otele, bir hafta, on gün kaldıktan sonra tatil yaptığı yerin hiç bir yerini görmeden otelden havalimanına oradan ülkesine uçmak istemiyor. Avrupalı turist doğa ile başbaşa kalacak tesisler istiyor. Doğa ve tatil yaptığı bölgenin insanlarıyla iç içe olmak istiyor. Yatak sayısı artarken, turizm gelirleri artmıyor. Turiste farklı olanı sunamazsak tercihlerini farklı ülkelere yapar. Kitle turizminden eko, sağlık, kongre ve doğa sporları turizmine kaymak zorundayız. Bugüne kadar maalesef Antalya ve bölge destinasyonun eko turizmi potansiyeli yeteri kadar değerlendirilmedi." diye konuştu.

Ülke genelinde yetişen 9 bin 160 bitki türünden 3 bin 300'nün endemik olduğunu belirten Aydoğan, bu endemik türün 630'nun Akdeniz Bölgesi'nde 500'nün ise Antalya'da yetiştiğini söyledi. Dünyada sadece Antalya'ya özgü 200 endemik türün olduğunu vurgulayan Aydoğan, Antalya'nın endemik bitki türü zenginliği bakımdan dünyada Bulgaristan, Irak ve Romanya gibi ülkelerden daha zengin olduğunu kaydetti. Aydoğan, şöyle konuştu: "Antalya ve Manavgat eko turizmi açısında çok zengin. Bu zenginlikte hep kitle turizmi ön plana çıkatı. Turizm çeşitlendirilmedi. Bölgemizde turist taleplerine cevap vermek ve turizmi 7'den 12 taşımak için eko turizmine yönelmek zorundayız. Yatak artışı turizmde sorunu çözmüyor. Önemli olan turistin konaklama tesisinde farklı olan ne sorusuna cevap verebilmek. Eko turizmi potansiyelimizi çok iyi değerlendirmemiz gerekir. Oteller birbirine benzeyince turistte haklı olarak konaklama tesisinizde farklı olan ne var diye soruyor."

Aydoğan, Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre Türkiye'nin en büyük destinasyonu olan Manavgat'ta her yıl ortalama 10 ile 15 bin yatak hizmete girdiğini, bu sene bölgede yatak kapasitesinin 250 bin seviyesine ulaşacağını sözlerine ekledi.