Türkiye'nin ilk özel Kürtçe televizyonu olan Dünya TV, Kürtçe içeriği ve özellikle de son dönemde yayına başlayan bazı programları ile sadece Türkiye'de değil, Kürtlerin yaşadığı coğrafyalarda da ilgi görüyor. 'Hûn çı dıbêjın' , 'Siz ne diyorsunuz?' isimli programın yapımcı ve sunucusu Nezir Gümüş, Kürtçe'nin bir standarda kavuşması için çalıştıklarını belirterek, Kürtçe'nin zenginliğini göstermek adına yaptıkları programa Avrupa'dan İran'a, Suriye'den Türkiye'ye kadar geniş bir coğrafyadan izleyicilerin telefonla katıldığını söyledi.

Kürtçe'nin yayın dili olarak serbest olduğu 2010'dan itibaren yayın hayatına başlayan ve Türkiye'nin Kürtçe yayın yapan ilk özel televizyonu olan Dünya TV, 5. yılını dolduruyor. Türkiye'de bir dönemin yasakları arasında anılan Kürtçe ile yapılan programlarla izleyicisine ulaşmaya çalışan kanal, Kürtçe olarak hazırlanan içerikler de hedef kitlesinin beğenisine hitap ediyor. Son dönemde başlayan ve Kürtçe konusunda donanımlı bir ekibin hazırladığı programlar da bu anlamda izleyiciden tam not almış durumda. Yayınlar sırasında sadece yakın coğrafyalardan değil, yayını uydudan takip eden dünyanın pek çok ülkesindeki Kürtler de hem telefon, hem internet üzerinden yayınlara katılım sağlıyor.

MASTER'LI SUNUCU SÖZLÜK BİLE YAZMIŞ

Mütevazi hedeflerle yola çıkan kanal, yayınlarına gösterilen ilgi ile çıtasını yükseltti. Dünyadaki bütün Kürtlere hitap edebilmek için programlarında seçici davranan kanal yönetimi, 'Siz ne diyorsunuz?' isimli yeni bir programla izleyicilerinin karşısına çıktı. Kürtçe'nin zenginliğini göstermek ve farklı bölgelerde yaşayan Kürtlerin ortak dil algısına katkı sağlamak için yola çıkan programı hazırlayan ekip de 2 aydır yoğun bir uğraş içinde.

Programın sunucusu ve aynı zamanda yapımcısı olan Nezir Gümüş, aslında lisans eğitimini Türk Dili ve Edebiyatı üzerine tamamlamış. Ancak Mardinli olmasının da katkısıyla ortaya koyduğu dil becerisi ile dikkat çeken bir performans sergiliyor. Gümüş'ün sunduğu program oldukça ilgi çekiyor. Çünkü programın tekrar yayınlarına bile izleyicilerin telefonla bağlanmaya çalışması yapım ekibini memnun etmiş. Gümüş'ün başarısının ardında Mardin Artuklu Üniversitesi'nde Kürtçe üzerine tamamladığı yüksek lisansı ve kendisinin hazırlayıp Türk Dil Kurumu'nun 8 ay önce baskısını yaptığı Kürtçe-Türkçe sözlük çalışmasının da önemli bir yeri var.

Kürtçe'nin genel olarak ana hatları ile ortak bir omurga oluşturduğunu ve bu ana iskelet çevresinde insanların Kürtçe konuştuklarını söyleyen Gümüş, ancak ayrıntı sayılabilecek konularda farklı kullanım ve ifadeler bulunabildiğini belirtti. Program ile amaçlarının Kürtçe'nin bir standart kazanmasına yardım etmek olduğunun altını çizen Gümüş, "Kürtçe'nin farklı lehçelerindeki farklı sözcük ve cümlelerin gündeme getirilmesini amaçlıyoruz. Mesela ayakkabıya 'sol' diyoruz ama ayakkabıya farklı isimler verilen yerler de var. Yasaklar ve farklı nedenlerle Kürtçe geçen yüzyılda bir fetret devri yaşadı ve bir standarda kavuşamadı. Asıl amacımız bir yönüyle o standardı yakalamak. Bunun yanında kaybolmuş olan ama aslında yaşayan sözcükleri gün yüzüne çıkarıp ana dile kazandırmak istiyoruz." dedi.

'İSKELET AYNI, AYRINTILARDA FARKLILIKLAR VAR'

Şu anda Kürtçe'nin Kurmancî lehçesinin ağırlıklı olarak konuşulduğunu sözlerine ekleyen Gümüş, bu iskeleti bilen insanların nerede olursa olsun birbiriyle rahatça anlaşabildiğini belirtti. Farklı bölgelerdeki Kürtlerin birbirini anlamadığı yönündeki iddiaların yanlış olduğunu kaydeden Gümüş, "5 yıldır yapılan programlara dünyanın her yerinden konuk aldık. Avrupa, Türkiye, İran ve diğer yerlerden arayan Kürtlerle program yaptık problem olmadı. Ayrıntılarda farklılık olabiliyor. Mesela tavuk ve horoz kelimesi hemen hemen her yerde aynı isimle anılıyor. Ama mesela yarasa kelimesinde biraz farklılaşma olabiliyor." şeklinde konuştu.

Telefonla programa katılan insanların o günün konusuna göre kendi yörelerindeki isimleri söylediklerini ve programa katkı sağladıklarını belirten Gümüş, "Irak, Suriye, İran, Süleymaniye, Duhok gibi yerlerden arıyorlar. Arayanlar programı beğendiklerini söylüyorlar ve bunun devam ettirilmesini istiyorlar. Açıkçası programa başlarken tereddütlerim vardı ama sonradan gördüğümüz ilgi beni bile şaşırttı." diye konuştu.

Dünya TV'de yayının Kurmanci lehçesinde olduğunu ancak farklı lehçelerde de program yapıldığını ifade eden Gümüş, Kürtlerin yüzde 80'inin de bu lehçeyi bildiğini anlattı. Suriye'den arayıp Soranice konuşan insanların da yayınları anladıklarını söyleyen Gümüş, Irak'taki Kurmanci'lerin de aynı şekilde Soranice'yi anladığını kaydetti. Türkçe'nin çok hakim olmasının Kürtçe üzerinde geriletici etki uyandırdığını kaydeden Gümüş, "Son 15-20 yıllık süreç Kürtçe'yi belli bir standarta getirdi. Bunu en üst düzeye getirip buna bir katkı sunmak istiyoruz. Program bittikten sonra da içeriği belki bir kitap çalışması ya da sözlük bastırmayı düşünebiliriz." dedi.

Dünya TV Genel Yayın Yönetmeni Remzi Ketenci ise, iki uydudan yayın yapılması nedeniyle dünya üzerinde 84 ülkede yayın yapabildiklerini ifade etti. Dünya üzerindeki bütün Kürtlere ulaşmayı amaçladıklarını kaydeden Ketenci, "Yayınımızın yüzde 90'ından fazlası Kurmanci lehçesi ile yapılıyor. Bu şekilde de bütün dünya Kürtlerine ulaşmayı hedefliyoruz." ifadelerini kullandı.