Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, dini duyguların reyting uğruna istismar edildiğini savundu. Görmez, “ Din ve dini değerler, rekabet ve daha çok kazanma uğruna, kimi zaman hakikati çarpıtarak kimi zaman da dini duygular istismar edilerek acımasızca heba edilmektedir.” dedi.

İstanbul Ticaret Üniversitesi'nin düzenlediği 'Din ve Medya' sempozyumuna katılan Mehmet Görmez, sosyal medyanın çok büyük ahlaki yaralar açtığını ifade etti. Görmez, “İnternet ortamında, sanal alemde insanlar kimliklerini gizleyerek ve gerekse deşifre ederek yerli yersiz her şeyini paylaşmakta. Bunu yaparken hiçbir değer ve ölçü tanımamaktadır. Bunun toplumda çok büyük ahlaki yaralar açtığı herkesin malumudur. Bu fütursuzluğu ile medya o kadar çok hayatımızın içerisinde yaralamıştır ki maalesef çocuklarımızı medya ile buluşturmak için değil, ondan korumak için önlem almak zorundayız.” diye konuştu.

Din ve medya ilişkisinin içler acısı olduğunu kaydeden Görmez, bunun birçok inançlı insanı rahatsız ettiğini söyledi. “ Ülkemizde 31 Mart Vakası'ndan bu yana medyada dinin varlığı irtica ile eşdeğer bir şekilde işlenmiştir. Dünün Türkiye’sinde irtica ne ise bugünün dünyasında İslamofobi odur. Dini takvim yaprağına, Ramazan sayfasına ve Cuma saatine bir medya Müslümanlığı tarzı ile din medya ilişkisi sağlıklı bir zemine oturamaz. Yılın belli bir ayında Haftanın bir gününde dini bir sayfa hazırlatan ve bir program yayınlayan bir medya organın dini ele alış biçimi ne kadar doğrudur.? Bu sorgulanmalıdır. Halbuki dinin ondan beklediği Cuma sayfası hazırlaması değil. Yalan haber yapmamaktır.Olanı olduğu gibi aktarabilmesidir. İnsanlara doğru haber vermektir ve insanları yanıltmamaktır. Kişinin mahremine girmemek ve hiç kimseye iftira atmamaktır.” şeklinde konuştu.

Hakikatlerin ve dini duyguların reyting uğruna istismar edildiğini ileri süren Görmez, “ Din ve dini değerler, gerekse rekabet ve gerekse daha çok kazanma uğruna kimi zaman hakikati çarpıtarak kimi zamanda dini duygular istismar edilerek acımasızca heba edilmektedir. Bugün İslamın medyadaki temsili İslam’dan ve Müslümanlardan bağımsız bir şekilde gerçekleştirmektedir.” açıklamasını yaptı.Sinemalarda oynatılan din adamı tiplemesini de eleştiren Görmez, “Bugün sinemada işlenen din adamı tiplemesinin hiçbir sahici karşılığı yokken bunda ısrarlı olmanın ne gibi bir anlamı ve gerekçesi vardır?” diye sordu.