Pak Eğitim İş Sendikası Başkanı Abdullah Kayışkıran, yeni eğitim-öğretim yılının 1 Eylül’de başlayacağını hatırlatarak, bu süreç içerisinde ortaya çıkan sorunların ve yaşanan kargaşanın giderilebilmesi için Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) bir an önce gerekçeli kararının yazılarak Resmi Gazete'de yayımlanması gerektiğini söyledi.

Abdullah Kayışkıran, AYM'nin dershane kararını değerlendiren yazılı bir açıklama yaptı. Anayasa Mahkemesi'nin, milyonlarca öğrenciyi, on binlerce öğretmeni ve binlerce öğretim kurumunu yakından ilgilendiren dershanelerin kapatılmasını öngören yasayı iptal ederek, açık ve aleni bir hukuksuzluğa son verdiğini belirten Kayışkıran, bu kararla kazananların, çocuğunu 15-20 bin TL’ye özel okula gönderme imkanı olmayan orta ve dar gelirli aileler ve doğuda, güneydoğuda evladını terör örgütünün tuzaklarından kurtarmak isteyen aileler olduğunu kaydetti.

Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararla birlikte, eğitim sisteminin bir kaosun eşiğinden döndüğünü vurgulayan Kayışkıran, şunları kaydetti: "Çünkü dershaneleri kapatan yasa, dönüşmeye uygun olan-olmayan bütün dershanelerle birlikte, devlet okullarımızı, öğrencilerimizi, velilerimizi, öğretmenlerimizi hatta Milli Eğitim Bakanlığımızı içinden çıkılması imkansız bir kargaşaya sürüklemişti. Bu nedenle, kapatma kararının mimarı olan AKP iktidarı da Yüksek Mahkemenin kararını olumsuz olarak algılamamalıdır. Çünkü hukuksuzluğun iptal edilmesi ile birlikte, toplum hak etmediği bir bedeli ödemekten kurtulduğu gibi, iktidar da düzeltmesi pek mümkün görülmeyen bir yanlışın acı faturasını ödemekten kurtulmuştur. Bundan böyle yapılması gereken, kısır çekişmeleri ve anlamsız tartışmaları bir tarafa bırakıp; Milli Eğitim Bakanlığı’yla, dönüşebilen-dönüşemeyen dershaneleriyle, özel okullarıyla el ele vererek içine düşülen kargaşadan bir an önce çıkmak, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza en iyi eğitimi vermek için gayret sarf etmektir. Bakanlığımız da, özel teşebbüsümüz de bunu başaracak birikim, tecrübe, donanım ve altyapıya sahiptir. Demokrasimizin yaralarını sarmak, yanlışı yapan kim olursa olsun, bu yanlışlardan doğan eksikleri, aksaklıkları, sorunları gidermek hepimizin ortak görevidir. Hukuksuzluktan dönüş, tam da bir bayram arefesindeki ülkemizde; demokrasiye, evrensel insani değerlere, özgürlüklere inanan bütün kesimler için gerçek bir bayram atmosferi sunmuştur. Bu atmosfer, aynı zamanda sorunlarımızın çözümü için de uygun bir zemin oluşturmaktadır. Yeni eğitim-öğretim yılı 1 Eylül’de başlayacak. Sıkışık bir takvim söz konusu. Süreç içerisinde ortaya çıkan sorunların ve yaşanan kargaşanın giderilebilmesi için bir an önce Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararının yazılarak resmi gazetede yayınlanması gerekiyor. Hemen akabinde, mevcut durumun elbirliğiyle restore edilmesine ihtiyaç var. Bakanlıktan onay alarak dönüşümünü tamamlayan dershanelerin durumu ne olacak? Diğerleri nasıl yoluna devam edecek? Öğrencilerin, velilerin, öğretmenlerin, işletmelerin mağduriyet yaşamaması için, Milli Eğitim Bakanlığı’nın, konunun bütün ilgilerine yardımcı olması, işbirliği yapması gerekiyor.’’

MADDİ MANEVİ KAYIPLAR TAZMİN EDİLMELİ

Bu süreç içerisinde maddi, manevi kayıpların da söz konusu olduğuna dikkat çeken Kayışkıran, "500 civarında dershane, dönüşüm dayatması yüzünden kapanmıştır. Binlerce eğitim çalışanı işini kaybetmiştir. Dönüşerek eğitim vermeye devam etmek isteyen dershaneler, okul altyapısı oluşturabilmek amacıyla bina, tadilat ve teknik donanım için ağır masraflara girmiştir. Yeni öğrenci kaydı yaptıramamaktan doğan gelir kayıpları yaşanmıştır. Bu mağduriyetleri yaşayanların, maddi-manevi kayıplarının tazmini için yargıya başvurma hakkı bulunmaktadır. Biz Pak Eğitim İşçileri Sendikası olarak, hak talebinde bulunacak olan herkese, hukuk büromuz aracılığıyla destek vermeye hazırız.’’ ifadelerini kullandı.

PAK EĞİTİM İŞ, ETKİLİ BİR SENDİKAL MÜCADELE YÜRÜTTÜ

Demokrasimizin, hukukumuzun, milletimizin, kısacası ülkemizin kazancıyla sonuçlanan bu kararın arka planında, örgütlü toplum gücü ve etkili sendikacılığın yoğun emeği olduğuna dikkat çeken Kayışkıran, Pak Eğitim İşçileri Sendikası olarak, sürecin en başından bu yana, aktif, yapıcı, ısrarlı bir mücadele yürüttüklerini ve Anayasa Mahkemesine taşınan davaya müdahil olduklarını dile getirdi.

Kayışkıran, şöyle devam etti: "Yapılan düzenlemenin hukuksuzluğunu ve eğitime vereceği zararları anlatmak amacıyla çalıştaylar düzenleyerek, bu çalıştaylardan çıkan sonuçları raporlaştırıp Anayasa Mahkemesi, Milli Eğitim Bakanlığı ve tüm ilgililere ulaştırdık. Kışın en çetin günlerinde, binlerce üyemizle Anayasa Mahkemesi önünde basın açıklamaları yaparak hem kamuoyuna hem Yüksek Mahkeme üyelerine sesimizi duyurmaya çalıştık. Onbinlerce eğitim çalışanı, öğrenci ve aile ile birlikte dilekçe ve mektuplarla mağduriyetleri ilettik. Son olarak, karar safhasında da Anayasa Mahkemesi’nin çağrısıyla heyet huzurunda hukuksuzluğu bütün yönleriyle ayrıntılı dosyalarla ortaya koyduk. Binlerce üyemizde aldığımız güçle yürüttüğümüz bu hukuk mücadelesinde yalnız da değildik. Düzenlemeyi Anayasa Mahkemesine taşıyan Cumhuriyet Halk Partisi’ne, bizimle birlikte davaya müdahil olarak hukuksuzluğa karşı çıkan Özdebir ve Güvender yöneticilerine teşekkürlerimizi sunuyoruz.Dershaneler, eğitime sağladığı katkı ile bu millete, bu ülkeye hizmet eden kurumlarıdır. Şimdi kavga, laf, tartışma, polemik değil hizmet zamanı. Bizler, hizmetimize kaldığımız yerden devam edeceğiz. Yüksek Mahkeme’nin vermiş olduğu karar, milletimize, ülkemize hayırlı uğurlu olsun.’’ diye konuştu.