Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Çanakkale Milletvekili İbrahim Kürşat Tuna, insan ticareti rakamlarının her sene giderek arttığını ve çeşitli kurumların yayınladığı rakamların birbirini tutmamasının kamuoyuna ciddi soru işaretlerine neden olduğunu savundu.

Bu durumun bütüncül bir devlet politikasının uygulanmadığın ve insan kaçakçılığı ile gereği gibi mücadele edilmediğinin bir göstergesi olduğunu belirten Tuna, “Devletin bu politikasızlığının ve koordinasyonsuzluğunun bedelini ise hem hayatlarını, geleceklerini, mal varlıklarını, ailelerini kaybeden kaçakçılık kurbanları masum insanların hemde bu kaçakçılık güzergahında yaşamakta olan masum yerel halkın ödemekte. Devletin her iki tarafı da sahipsiz ve korumasız bıraktığını gören insan ticareti mafyası ise artık giderek arsızlaşmış vaziyettedir.” dedi.

MHP Çanakkale Milletvekili İbrahim Kürşat Tuna, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) basın toplantısı düzenledi. Hükümetin Ortadoğu ve Suriye’de yanlış ve hatalı politikaları dolayısıyla ülkenin çok büyük bir göç baskısı altında kaldığını vurgulayan Tuna, “Ülkemize gelen göçmenlere karşı hükümetin bütüncül bir politika uygulayamadığını hep birlikte müşahede ediyoruz. Bu durum ülkemizi dünyada insan kaçakçılığının, insan kaçakçılığını trafiğinin neredeyse tam ortasına oturtmuş vaziyette.” diye konuştu.

Giderek trajediye dönen bu durum karşısında hükümetin ne yazık ki yetersiz kaldığını vurgulayan Tuna, şunları kaydetti: “Bu konu TBMM’de çok fazla irdelenememiştir. Konu ile ilgili olarak sadece 2006’da Turhan Çömez’in bir soru önergesi ve 2007 yılında Ahmet Ersen’in verdiği bir araştırma komisyonu kurulması önergesi bulunmaktadır. Yani bu konu ne yazikki meclis gündemimizi çok fazla işgal etmemiştir. Bu meseleyle ilgili olarak Türkiye’nin taraf olduğu bazı uluslararası sözleşmeler ve iki taraflı-çok taraflı anlaşmalar söz konusudur.”

DEVLETİN POLİTİKASIZLIĞI VE KOORDİNASYONSUZLUĞUNUN BEDELİNİ HEM KAÇAKÇILIK KURBANLARI HEM DE YEREL HALK ÖDÜYOR

Gerek ulusal ve uluslararası mevzuat gerekse kurumların hazırladığı stratejik plan ve eylem planı benzeri dökümanların Türkiye’de İçişleri Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Sahil Güvenlik Komutanlığı gibi kurumlara çeşitli görevler yüklendiğini kaydeden Tuna, şöyle konuştu: “Hatta 2013 yılında bizzat bu işleri koordine etmesi için Göz İdaresi altında 180 milyon lira bütçeli ve 81 ilde teşkilatı olan bir kurum kuruldu. Türkiye’de bu suçla ilgili olarak 200’li yılların başından itibaren kağıt üzerinde mücadele edilmektedir. İlgili uluslararası sözleşmeler onaylanmış yasal düzenlemeler yapılmış güvenlik güçleri ve yargı mensuplarına yönelik eğitimler yapılmış ve bir mağdur destek sistemi oluşturulmuştur. Ancak sahaya inildiğinde durumun hiçte öyle olmadığı görülmektedir. İnsan ticareti rakamları her sene giderek artmakta ve çeşitli kurumların yayınladığı rakamların birbirini tutmaması kamuoyuna ciddi soru işaretlerine neden olmaktadır. Bu durum bütüncül bir devlet politikasının uygulanmadığın ve insan kaçakçılığı ile gereği gibi mücadele edilmediğinin bir göstergesi durumundadır.”

Devletin bu politikasızlığının ve koordinasyonsuzluğunun bedelini ise hem hayatlarını, geleceklerini, mal varlıklarını, ailelerini kaybeden kaçakçılık kurbanları masum insanların hemde bu kaçakçılık güzergahında yaşamakta olan masum yerel halkın ödediğini anlatan Tuna, şunları söyledi: “Devletin her iki tarafı da sahipsiz ve korumasız bıraktığını gören insan ticareti mafyası ise artık giderek arsızlaşmış vaziyettedir. Çanakkaleli olmam ve insan kaçakçılığının yoğun bir biçimde yaşandığı Ayvacık yöresini iyi tanımam dolayısıyla, bu konuyu sahada her boyutuyla yaşama ve inceleme fırsatım oldu. Konu her kesimiyle defaten bir araya geldik. Bu süre zarfından, insan kaçakçılığının bölgede adım adım nasıl bir trajediye dönüştüğünü yaşanan ölümleri, yerli halkın günlük hayatını ve güvenliğini ne şekilde tehdit eder hale geldiğini bizzat müşahede ettik. Çanakkale vekili olarak bu konunun üzerinde büyük bir hassasiyetle durmaya karar verdim. Bu çerçevede konuyla ilgili olarak MHP grubundan 28 milletvekili arkadaşımızın imzası ile 4 Eylül tarihinde bir meclis araştırması önergesi verilmiştir. Meclis'in çalışmalarına son vermesi bu konunun yeni yasama dönemine kadar gündeme alınmasını olanaksız hale getirmekte. Fakat MHP olarak bizler bu konunun öneminin farkındayız. Yeni yasama döneminde de bu konuyu tekrar gündeme getirerek bir Meclis araştırma komisyonunun oluşturulması için elimizden gelen gayreti sarf edeceğiz.”