Herkes Onu Okuyor etkinlikleri kapsamında düzenlenen 'İdeal Toplum Açısından Efendimiz' konulu konferans Fatsa'da gerçekleştirildi.

Ordu Rüya Düğün Salonu'nda düzenlenen konferansa konuşmacı olarak Prof. Dr. Muhitin Akgül katıldı. Konferans Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Ardından Hz. Muhammed (SAV)'i anlatan '40 Yaşındasın' şiirini Özel Sahil Koleji 5. sınıf öğrencisi Eylül Yılmaz okudu.

Prof. Dr. Muhitin Akgül, şunları söyledi: "Peygamberimizi, kütüphaneler dolusu kitaplar yazan alimler, din adamları bilim adamları kitaplarına sığdıramamışlardır. Biz de burada kırık dökük cümleler ile anlatmamız asla mümkün değildir. Ancak dilimiz döndüğü kadar ondan bahsetmek gerekir ise biliyorsunuz, Efendimiz (SAV)’in bir hocası, bir öğretmeni yoktu. O Allah’ın terbiyesi ile, Allah’ın ilmi ile şereflenmiştir. İncelse de incitmeyen, daha peygamberlik şerefi verilmeden onu Muhammedül Emin denilmesi ve bunu ona inanmayanların bile demesi aslında onu en güzel ifade eden, anlatan bir durumdur. Peygamberimizin büyüklüğü haklının yanında olmasından, doğruluğun yanında olmasından, gücün kuvvetlinin değil de haklının, mazlumun yanında olmasından gelir. Onun en büyük özelliklerinden bir tanesi de doğruluğudur. O şakalarında bile asla yalan konuşmazdı."

'MÜ’MİN ASLA YALANCI OLAMAZ'

Peygamber Efendimiz’e bir soru gelir. Soruda mümin korkak olabilir mi? Efendimiz cevaben, korkaklık iyi bir şey olmamasına rağmen bazen korkak olabilir. Mümin cimri olabilir mi? Efendimiz, cimrilik iyi bir şey olmamasına rağmen evet mümin bazen cimri olabilir. Mümin yalancı olabilir mi? Mümin asla yalancı olamaz. Yalan, Müslümanın asla sahip olmaması geren bir özelliktir. Onun için Efendimiz’i anlamın yolu onu okumaktan, okuduklarımızı ve onun sünneti seniyyesini aynıyla hayatımıza ilmek ilmek uygulamaktan, geçirmekten geçer.

'HAK, PARMAK ÇOĞUNLUĞU İLE OLMAZ'

Hak, hiçbir zaman insanların parmak çoğunluğu ile eşdeğer değildir. Hak, eğer gerçekten öğle olsaydı, bütün peygamberlerin yaptığı doğru olmazdı. Çünkü, bazı peygambere inanan ve söylediklerini kabul eden bazen bir kişi, bazen 5 kişi bazen de 10-100 kişi olmuştur. Çoğunluğu da genellikle peygamberleri doğrulamamıştır. Hak, insanların değil, Allah’ın hoşnutluğu olan şeylerdedir. Hiçbir anımız, hiçbir saniyemiz olmasın ki sağımızda ve solumuzda an be an kayıt yapan kayıtçılar olmasın. Onlar montaj, dublaj işleri ile de yapmazlar. Orijinal hali ile her anımızın kayıt altında olduğumuzdan hiç şüphemiz olmasın. Hepinizin bildiği o meşhur hadisi şerifte Efendimiz, 'bir elime ayı bir elime güneşi verseniz asla davamdan vaz geçmem' diyerek hakkın, doğruluğun safında olmayı tavsiye etmiştir."