Türkiye, Dünya Çalışma Örgütü'nün (ILO) 1991 yılında yayınladığı, turizm işçilerinin çalışma ve yaşam şartlarını düzenleyen uluslararası sözleşmeyi aradan 24 yıl geçmesine rağmen imzalamadı.

Pak Turizm İşçileri Sendikası Genel Başkanı Musa Uyar, 27 Eylül Dünya Turizm Günü dolayısıyla kutlama mesajı yayımladı. Uyar, döviz girdisinde lider olmasının yanı sıra en yüksek istihdamı oluşturan ve 'bacasız sanayi' olarak adlandırılan turizmden Türkiye'nin yeteri kadar istifa etmediğini söyledi. Turizmde, çalışanların ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini belirten Uyar, milyorlarca dolarlık yatırımla açılan otellerde asgari ücretle işçi çalıştırılmasını eleştirdi. Otellerin asgari ücret ödediği çalışanlarıyla müşteri memnuniyetini yakalamasının mümkün olmadığını vurgulayan Musa Uyar, “ILO tarafından 1991 yılında yayınlanan 172 sayılı Uluslararası Sözleşme'de, bütün dünya devletlerine turizm işçilerinin çalışma ve yaşam şartlarının iyileştirilmesinin önerilmesine rağmen, ülke olarak hala sözleşmeyi imzalamış değiliz. ILO Sözleşmesi'ndeki turizm işçilerinin çalışma ve yaşam şartlarının iyileştirilmesi hususunun hayata geçirilmesi esas olup, bu vesileyle turizm çalışanlarının maruz kaldıkları haksızlıkların bir an önce düzeltilmesi temennimizdir.” açıklamasında bulundu.

Musa Uyar, turizm çalışanlarının uğradığı mağduriyetlerinin giderilmesi için şunları önerdi: “Çalışanlara insanca bir hayat sürdürebilecekleri ücret takdir edilmelidir. Çalışanların eğitim ve nitelik düzeyi yükseltilmelidir. Kalifiye işçilerin sektörden uzaklaşmamaları için gerekli önlemler alınmalıdır. Kurum içi mesleki eğitim programları artırılmalıdır. Kayıt dışı işçi çalıştırılmasına göz yumulmamalıdır. Yasal günlük 8 saat mesaiye uyulmalıdır. Günlük ve hafta sonu fazla mesailer mutlaka ücretlendirilmelidir. Ücretli İzinler ve mazeret izinleri, işler aksamayacak şekilde mutlaka kullandırılmalıdır. Stajyer öğrenci işçilerin çalışma şartları düzenlenmeli ve asıl çalışanların yerlerine istihdam olmamalıdır. Resmi hiçbir boyutu olmayan askı meselesi gündemden çıkarılmalıdır. Turizm sektörüne özel olmak üzere, sezonluk işçilerin işsiz kalmaları durumunda işsizlik sigortasından yararlanmaları için yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Turizm sezonunun çok durgun olduğu zaman diliminde istihdama katkı sağlamak üzere devlet tarafından SSK ücretlerinde düzenleme yapılmalıdır. Kadın işçi çalıştıran önde gelen sektörlerden biri olan turizmde kadın çalışanların problemleri hassasiyetle ele alınmalı ve çözülmelidir. Kadın işçilerin hamilelik, doğum ve süt izinlerinde düzenleme yapılmalıdır. Çalışanların kreş problemleri mutlaka ve ivedilikle çözülmelidir. Ülke turizmi çeşitlendirilerek sezon 12 aya çıkarılarak işten çıkarmaların önü alınmalıdır. 'Taşeron işçi' kavramı sektör gündeminden tamamen çıkartılmalıdır. Ülkemiz turizm politikaları belirlenirken çalışanların talep ve önerileri mutlaka alınmalı, masa başı kararlardan uzak durulmalıdır.”