Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, CHP’nin bin 500 liralık asgari ücret vaadi hakkında, “Bu cahilce vaatler hakikaten insanlarımızın, herkesin hoşuna gider. Ben de asgari ücretle çalışıyor olsaydım, benim de hoşuma giderdi.” dedi. Zeybekci, Denizli'deki fabrikalarda işçilere, yüksek asgari ücretin zararlarını anlatmaya devam ediyor. Akhan Mahallesi’nde, AK Parti Denizli İl Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Memişoğlu’na ait Makroteks Tekstil’de işçileri ziyaret ederek oy istedi.

'BUNUN TARAFI DEVLET DEĞİL, ASGARİ ÜCRET TESPİT KOMİSYONU'DUR'

Bakan Zeybekci, fabrikada gazetecilerin sorularını da cevaplandırdı. “Asgari ücretin yükseltilmesinin işverenin giderini arttıracağını söylüyorsunuz. İşçilerin düşük ücret alması, onların aleyhine olmuyor mu?” şeklindeki soruya karşılık, asgari ücretin bin 500 lira olmasının Hazine ve kamu maliyesi anlamında bakıldığında devleti ilgilendiren bir konu olmadığını söyledi: “Hattâ şöyle söyleyeyim, asgari ücret ne kadar artarsa, 1500 lira, 2000 lira, 2500 lira olursa stopaj vergi gelirleri, sigorta, SSK gelirleri, Hazine'nin dengesi anlamında pozitif bir katkısı olur, yani bundan Maliye Bakanı memnun olur. Ben öyle söyleyeyim. Bunun tarafı devlet değildir, bunun tarafı Hazine değildir, yani hükümete talip olanlar, bu vaatleri söyleyenler Türkiye’de bir Asgari Ücret Tespit Komisyonu olduğunu herhalde hiç bilmiyorlar. Bu kadar konudan uzaktalar. Bu kadar konunun uzağındalar. Bu kadar hayal dünyasında yaşıyorlar.” dedi.

‘ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞIYOR OLSAYDIM BENİM DE HOŞUMA GİDERDİ’

Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nda işçi ve işveren sendikaları olduğunu belirten Zeybekci, “Hükümetin hakem olarak yer aldığı bir komisyondur. Şu anda OECD üyesi ülkelerde, yaklaşık 40 ülkede milli gelire oranla, bunun da altını çizerek söylüyorum, milli gelire oranla en yüksek asgari ücret Türkiye’dedir. İddialı bir şekilde söylüyorum, dolayısıyla bunun tarafı işçi sendikalarıdır. Bunun tarafı işveren sendikalarıdır. Bu cahilce vaatler hakikaten insanlarımızın, herkesin hoşuna gider. Ben de asgari ücretle çalışıyor olsaydım, benim de hoşuma giderdi ama bunun tarafı işçi sendikalarıdır, işveren sendikalarıdır. Bunu söyleyenler, bu açık arttırmaya çıkanlar, ne olur onlara millet sorsun, sektörler, Türkiye’deki reel ekonomi, işçi sendikaları da sorsun, işveren sendikaları da sorsun, siz bizimle konuştunuz mu, siz bizimle bu konuyu tartıştınız mı diye sorsunlar. Tarafı biz değiliz ama bizim sırtımızda yumurta sepeti var.” diye konuştu. Asgari ücret konusunda kendilerinin muhatap olmadığını söyleyen Bakan Nihat Zeybekci, “Muhatabı millet de değildir bunların, yani topyekûn millet de değildir. Muhatabı, Türkiye’de Asgari Ücret Tespit Komisyonu diye bir komisyon var, bence onların karar vermesi gerekir.” şeklinde konuştu.

‘DEMOKRASİ VE HUKUK EVRENSEL DEĞERLERDE OLURSA EKONOMİ GÜVENCEDE OLUR’

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın yargı ile ilgili açıklamalarına katıldığını belirten Zeybekci, “Ali Bey'i ben orada çok haklı görüyorum. Ne kadar demokrasi, ne kadar hukuk, ne kadar hak ve özgürlüklerin garanti altında olması, o kadar ekonominin sağlamlığı ve ekonominin güvencede olması demektir. Siz bugün dünyada, global dünyada evrensel ekonomik değerlerle dünyaya entegre olmaya çalışıyorsanız hukuk olarak da, demokrasi olarak da, devlet yapısı olarak da, toplumsal sivil toplum kuruluşları olarak da dünyadaki bütün örnekleriyle, o bizim muasır medeniyet dediğimiz örnekleriyle evrensel standartlarda demokrasi, evrensel standartlarda hukuk normlarına topyekûn bir ülke olarak tâbi olmak zorundasınız. Devlet olarak da tâbi olmak zorundasınız, sivil toplum kuruluşları olarak da tâbi olmak zorundasınız, milletin tüm dinamikleri de buna tâbi olmak zorundadır.” ifadelerini kullandı.

'SEÇİM SÜRECİNDE PROVOKASYON FAALİYETLERİ OLACAKTIR'

Son dönemde HDP’lilerin da içinde olduğu çeşitli grupların karıştığı gerginlikler hakkında bir soru üzerine ise Bakan Zeybekci, bu süreçte provokasyon faaliyetleri olabileceğini ancak devletin bunları yakalayıp hesabını soracağını söyledi: “Bu topraklar, Anadolu böyle bir özelliğe sahiptir ama artık hiç kimse unutmasın, Türkiye eski Türkiye değildir. Türkiye, güçlü bir Türkiye’dir. Bu millet de bunun farkındadır. Bu kardeş kavgası bitecek ve akan kan duracak. Kardeş kanı duracak bu topraklarda. Kürt olsa da, Türk olsa da anaların akan gözyaşları dinecek. Tabi bu çocuklarımızı, gençlerimizi ben öncelikle sabra davet ediyorum. Bu topraklarda aynı devlete tâbi olduğumuz sürece, aynı bayrağa saygı duyduğumuz sürece, aynı vatana vatan dediğimiz sürece, aynı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından gurur duyduğumuz sürece bu ülke çok büyüktür. Kürte de yeter, Türke de yeter, Arapa da yeter, Çerkese de yeter, Abhaza da yeter, Aleviye de, Sünniye de, aklınıza gelebilen bütün zenginliklerimize yeter diye düşünüyorum. Bunlar hep tuzaktır, seçimler yaklaşırken bunlar artacak diye söyledik. Seçimler yaklaştıkça Türkiye böyle tuzaklara, böyle şeylere çekilmeye çalışılacaktır. Bunların kim olduğunu bu ülke biliyor, devlet de bunların her birini tek tek yakalayıp inşallah hesabını soracaktır.”