AK Parti'nin kurucularından, eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 'FETÖ' kavramının Milli Güvenlik Siyaset Belgesinde olmadığını belirtti. FETÖ kavramının birileri tarafından yerleştirildiğini söyleyen Arınç, " MGK kararlarında da böyle bir şey yok. Bir savcı böyle bir iddianame yazmış olabilir. Bu iddianın karara dönüşmesi bir yargı kararından geçmesi lazım. Böylede olabilir aksi de olabilir. Çünkü ben Fethullah Gülen'in 98-99'larda Ankara'da DGM'lerde, ağır ceza mahkemelerinde yargılandığını ve beraat ettiğini, yine terör örgütünden yargılandığını ama sonra beraat ettiğini kesinleştiğini biliyorum." dedi.

CNN Türk'te Hakan Çelik'in sunduğu programa katılan Bülent Arınç'ın önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Hizmet Hareketi ile ilgili 'Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet' değerlendirmesine ilişkin Arınç, " Sayın Cumhurbaşkanı ‘tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet' demiş. Var sayalım ki bu yüzde 100 doğrudur. Cumhurbaşkanı söylediğine göre doğruluk payı çok yüksektir. Mutlak doğruyu Allah bilir. Onun için diyorum. Herkesin doğrusu kendisine. Ama bunu yüzde 99 kabul edelim. O zaman o piramittin şöyle olması lazım; eğer bir milyonsa bu kitle 900 bini ibadetle uğraşan tabandır. 99 bini ticaretle uğraşan ortasıdır. Olsa olsa bin tanesi de ihanet içerisinde olanlardır. Şimdi bin tane ihanet içerisinde olanlarla mücadele etmenin yöntemi yüzde 99'u rencide etmek, zarar vermek ve yok etmek değildir. O zaman Sayın Cumhurbaşkanımız bize bir ders veriyor. ' İbadet ve ticaret ile olanlara ilişmeyin. O ihanet içerisinde olanlarla hukuk içerisinde mücadele edin' diyor." ifadelerini kullandı.

Bülent Arınç' şöyle devam etti: "Paralel devlet yapılanması' legal görünümlü illegal görünümlü yapılanmalar bugün artık MGK siyaset belgesinde de MGK kararlarına yansımıştır. Bunların doğruluğu yanlışlığı üzerinde tartışacak değiliz. Ancak, PDY sadece ismi geçen örgüt için değil, aynı noktaya gelecek bütün yapılanmalar için dikkat edilmesi gereken özellikler taşıyor. Şimdi FETÖ dedikleri bir kavramı yerleştirmeye çalışıyor birileri. Milli Güvenlik Siyaset Belgesinde böyle bir şey yok. MGK kararlarında da böyle bir şey yok. Bir savcı böyle bir iddianame yazmış olabilir. Bu iddianın karara dönüşmesi bir yargı kararından geçmesi lazım. Böylede olabilir aksi de olabilir. Çünkü ben Fethullah Gülen'in 98-99'larda Ankara'da DGM'lerde, ağır ceza mahkemelerinde yargılandığını ve beraat ettiğini, yine terör örgütünden yargılandığını ama sonra beraat ettiğini ve derecattan geçerek kesinleştiğini biliyorum. Şimdi 15 sene sonra 'değişik suçlamalar veya değişik deliller var' derlerse buna bakarım ve mahkeme kararını beklemem lazım. Benim söyleyeceğim tek şey şudur; biz hukuk dışında bir mücadele yapamayız. Hukuk ve adalet içerisinde kalmaya mecburuz. Hukuk ve adalet içerisinde bu mücadeleyi ben yapmasam CHP veya MHP yapar. Bir devletin bürokrasisinin paraleli olmaz ve olmamalı. Bugün bazı uygulamalar bazı masum insanları rencide eder hale geldi. Hiç alakası olmayan insanların evine, iş yerine, dershanesine baskın yaparak hem de seçim öncesinde yapılması bunların oylarından AK Parti'yi mahrum etmek isteyen başka bir düşünce ve örgüt var mıdır? diye gönlüme geliyor.”