"MİT'i Lağvedelim" Maraş, katliamı göz göre göre geldi. Fakat önüne geçilemedi, çünkü istihbarat bize bunlarla ilgili bilgi vermiyordu. Olaylar başladı, Vali'ye istihbarat verilmedi, askeri çağırmakta da geç kalındı. Gelen asker de yeterli değildi. Ben istihbarat örgütünün oradaki cinayetlere, oradaki katliama katkı yaptığını düşünüyorum. Engel olmayı bırakın, MİT bizzat katkı yaptı... Bakanlık görevim boyunca MİT'ten bilgi alamadım. Başbakanımız Bülent Ecevit, bana güvenirdi, benimle bu konuları konuşurdu. Ben MİT'e yönelik şikayetlerimi ona söylediğim de o da bana dert yanardı. Bir keresinde şöyle bir olay anlatmıştı: "Çok iyi yetişmiş birini MİT'te görevlendirtmek istedim. O kişiyi MİT'e almadılar." Başbakan'ın istediği kişiyi MİT'e almamışlar! Bunun üzerine ben de "Ne yapacağız bu MİT'i? Lağvedelim o zaman. Yerine yenisini kuralım." dedim. Sayın Başbakanı'mız güldü ve bunu benim gençliğime verdi. "Asıl dert sıkı yönetimdi" Yapılmak istenen oradaki insanları öldürmekten ibaret değil, asıl istenen Türkiye'nin askeri yönetime devredilmesiydi. Darbe deyin, sıkı yönetim deyin ne derseniz deyin. Tek istenen bunlar için ortam hazırlamaktı. Ecevit sıkı yönetime hep karşı çıktı. O dönem siyaset adamları bile "Hükümeti bırakın gidin, askere teslim edin." diye beyanatlar veriyorlardı. MGK'da sıkı yönetim tartışması Bu acı olaylardan sonra 13 ilde sıkı yönetim ilan edildi. Ama askeri darbe olmasını isteyenler Türkiye genelinde sıkı yönetim ilan edilmesini istiyordu. Ben MGK'da İçişleri Bakanı olarak 2 ilde sıkı yönetimi kaldıralım diye bir teklif sundum. Böylece yavaş yavaş normale dönebiliriz diye düşünmüştüm. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk ve Başbakan Bülent Ecevit de beni destekledi. Sonra askeri kanada söz verildi. Rahmetli Ersin, önünde bir defter var, askeri kanat ne söyleneceğini yazmış o da oradan okuyor. Özetle "13 il yeterli değil, Türkiye genelinde sıkı yönetim ilan edelim." dediler. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı "Ne yapacağız şimdi?" diye sordu. Ben "Oylayalım." dedim. Ben öyle deyince Başbakan Ecevit, Cumhurbaşkanı'na "Hayır efendim, biz MGK'da hiçbir zaman oylama yapmıyoruz. Oy birliğiyle karar alıyoruz. Siz iki tarafı da dinlediniz, siz karar verin." dedi. Korutürk de "Öyleyse ne arttıralım, ne eksiltelim. Olduğu gibi devam edelim dedi."