Rabia KARAGÖZ

Sağlıklı bir toplum yapısı oluşturabilmenin en önemli ve ilk basamağı şüphesiz sağlam temellere dayalı bir aile yapısıdır.  Çünkü insan fıtratı bu minval üzere yaratılmış olup ancak bu şekil de saadeti dâreyne ulaşılabilir. Nitekim “Hz insan” makamında olan insanoğlunun en büyük arzusu, dünya da ve uhrevi âlem de mutluluğu ve huzuru yakalamak, yaradılış gâyesi de rızayı ilâhi olunca hedefe ulaşabilmek için “ne yapmalıyız?” sorusu da kaçınılmaz oluyor.  

İşte bu sorunun en önemli cevabı, yüce dinimiz İslam’ın ve Türk toplumunun üzerinde hassasiyetle durduğu aile birliği ve huzurlu aile yapısını korumak, yeni nesillere de aktarmaktır.  

Maalesef dinimiz de de toplumumuzda da bu kadar önem verilen aile kurumunda derin yaralar oluşmakta, boşanmalar artmakta ve temelden sarsılmaya çalışılmaktadır.  

İşte bu kaygılar ile yola çıkarak şehrimizin büyüklerine aile birliği ve yapısını korumak adına neler yapılabileceği bu zamana kadar hangi adımların atıldığı hususunda sorularımıza yanıtlar aramaya devam ediyoruz.   

Çiçeği burnunda ilçemiz Onikişubat’a geçen yıl atanan Abdullah Demir beyefendi evli ve dört çocuk babası. Kendisine konu ile ilgili sorular yönelttik ve kırk yıla yakındır sürdürdüğü evliliklerinin sırlarını sorduk.   Öyle isabetli cevaplar verdiler ki, hepsi de kulağımıza küpe olası tavsiyeler.Yoğun programı arasında bize zaman ayırdığı için teşekkür ediyor söyleşimize geçiyoruz.  

TOPLUMUN HUZURU AİLENİN HUZURUNA BAĞLIDIR 
_Sayın hocam öncelikle gerek dinimizin emirleri gerekse Türk toplumunun yapısına baktığımızda aile birliğine neden bu kadar önem verilmiştir? 
 
_Elbette ki toplumun en küçük birimi ailedir. Bir milletin sahip olduğu bütün özellikleri bir ailede görmek mümkündür. Bir toplulukta aile ne kadar sağlam temellere oturur ise o aileden meydana gelen toplum, o nispetle sağlam yapıya sahip olmuş olur. Toplumun sağlıklı huzurlu ve refahlı olması ailenin huzuruna bağlıdır. Bir aile efradı ebeveynlerinden büyüklerinden ne gibi bir terbiye görmüşse etrafına da onu yansıtacaktır. Ailesinde aldığı tecrübeleri ahlakı terbiyeyi dışarıya yansıtacaktır. Ve toplumun şekillenmesine vesile olacaktır. Aile İslam dininde de çok öneme haiz bir kurumdur. Dinimiz aileye çok ayrı bir önem vermektedir. Peygamberimiz (sav) den örnek verecek olursak. Ve kendisin aile ile ilgili o güzel sözlerine bakacak olursak bunun ne kadar önemli olduğunu anlarız. Efendimiz (sav)  “Nikâh benim sünnetimdir; evleniniz, ben diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla övünürüm.” buyurmaktadırlar.  

Aile bir okuldur ve eğitim aile de başlar Kur’an-ı Kerim de birçok yerde Rabbimiz, ailenin yuva kurmanın üzerinde sıklıkla durmuştur. Rum suresinde: “ İçinizden kendileri ile ilgili huzura kavuşacağınız eşler yaratıp aranızda sevgi ve Rahmet var etmesi Allah’ın varlığının belgelerindendir.” Buyuruluyor.  

AİLE EĞİTİMİ BEŞİKTEN BAŞAR 
 Örneğin efendimiz beşikten mezara kadar ilim buyuruyor. Bunun sebebi eğitimin beşikte başlaması hususuna dikkat çekmektir. Aile eğitimi ve din eğitimi beşikteki çocuktan başlıyor.  Biz insanoğlunda kalıntıları bulunan birçok ahlak, huy, edep bize ailelerimizin çocukluk yıllarında verdiği artı veya eksi terbiyenin ürünüdür. Hepimiz çocukluğumuzu hatırlar öğrenilmiş bilgilerimizi hayata uygularız. “Annem şöyle derdi babam böyle yapardı” diye hatırlarız ve kaç yaşında olursak olalım onlar bize yön verir. Çünkü küçük yaşta verilen bilgi ve eğitim kalıcıdır. Belli bir yaştan sonra kalıcılığını kaybeder, silinmeye başlar. Çocukluk eğitimi taş üzerine yazı yazmak, kazımak gibidir derler.  Ama belli bir yaştan sonra verilen eğitim su üzerine yazmak gibidir.  Bunun için İslam dininde aile çok önemli bir kurumdur.  

AİLE HUZURSUZLUKLARIN EN BÜYÜK SEBEBİ EŞLERİN ÇOCUKLUKLARINDA ALDIKLARI AİLE EĞİTİMİNDE Kİ EKSİKLİKLERDİR 
_ Bilindiği üzere son yıllarda aile içi huzursuzluk ve boşanmalar oldukça arttı. Sizce toplumumuz da aile içi huzursuzluğun temel sebebi nedir? 

Evet, bugün boşanma davalarına tanıklık ediyoruz. Ailelerin yıkıldığına şahit oluyoruz. Evliliklerin çok basit sebeplerden bitirildiğini görüyoruz. Nişanların çok basit menfi sebeplerle bitirildiğini görüyoruz. Bunların tek sebebi aile eğitiminin olmayışından veya aile eğitiminin istenilen düzeyde olmamasından kaynaklanıyor. İslami aile anlayışının ve İslam ahlâkının verilmediğinden. Çünkü bir çocuğa Allah sevgisi,  ahiret inancı, helal haram duygusu verilirse evinde ailesi ile mutlu olacaktır. Her iki tarafta eğer dini terbiye almışsa mutlu ve huzurlu bir aile olarak yaşayacaklardır. Bakıyorsunuz kırk elli yıl bir arada huzurla yaşamız aileler var, hiçbir sıkıntıları yok. Öte yandan bakıyorsunuz bir hafta on günlük evliler arada bir çok sıkıntı var. Neden?  Temel de din eğitiminin olmayışından. Onun içindir ki çocuk için aile birinci okuldur. Sonra ilkokul, ortaokul devam eder. Tabi ki, aile çocuğunu her an takip etmek durumunda.  Takip etmezse aileden alınan bu güzel terbiye, toplumdan gelen bir takım zehirli akımlar tarafından çocuğu olumsuz yönden etkileyecektir. Netice de evlatlarımız biz ailelere Rabbimizin birer emaneti ve geleceğimizdir.  

İnsan neslinin sağlıklı devam etmesi sağlıklı çocuklarla mümkündür. Sağlıklı çocuklarda şüphesiz sağlıklı aileler de yetişir. Mutlu aileleri araştırın fertlerin, temelinde güzel bir aile de yetişmiş ve İslam terbiyesi almış çocuklar olduklarını görürsünüz. 

GÜNÜMÜZDE AİLE İÇİ HUZURSUZLUKLARIN SEBEPLERİNDEN BİRİ DE LÜKS VE İSRAFTIR 
_Bu konuda Sizlere de konumunuzdan dolayı müracaat eden birçok aile var. Bu aileler de gözlemlediğiniz sıkıntılar ağırlıklı olarak nelerdir? 

_Kahramanmaraş’tan önce Adana, merkez Çukurova ilçesinde görev yaptım. Orada da birçok aile, düşmüş olduğu birtakım sıkıntılarının çözümü için Müftülüğümüze müracaat ediyordu. Aynı şekilde Kahramanmaraş’ımızda da aileler birçok sorunla bizlere müracaat ediyorlar.  Bunları dinlediğimizde ailedeki huzursuzluk nedenlerinin çok basit sebeplerden kaynaklandığı görüyoruz. Gelin kayın valide sorunlarından kaynaklanan,  geçim standartlarından, özellikle lüks düşkünlüğünden ve çevreye özenti den kaynaklanan birçok sıkıntı var. Genelleyecek olursak da yüzde yetmiş sekseni lüks yaşam ve israftan anlaşmazlığa düşüyorlar. Düşüne biliyor musunuz? Bir koltuğun rengi beğenilmediği için büyük kavgalar çıkıyor.  

Nişanlı bir tanıdığımız vardı. Yanıma geldiler ve ayrılmak istediklerini söylediler. Ben de çözebileceğim bir mesele ise yardımcı olmak açısından “hayırdır. Neden ayrılıyorsunuz?” diye sordum. Alacakları beyaz eşyanın markası konusunda anlaşamamışlar. Böyle basit bir durumdan nişandan dönecek kadar anlaşmazlık yaşayan bir çift, sağlam bir aile yapısı oluştura bilir mi?  Böyle bir mesele yüzünden nisanı bozan bir çift, hayatın ilerleyen zamanlarında nasıl mutlu olurlar. Çünkü bugün beyaz eşya markası için anlaşamayan eşlerin önlerinde koskoca bir ömür var. Ne problemler ile karşılaşacaklar. Bu zihin yapısı ile nasıl paylaşacaklar bu hayatı?  Bu şekil de mutabakat sağlayabilmeleri oldukça zor. Yine dediğim gibi çiftlerin ailelerinden aldıkları terbiye ve ahlak anlayışı evliliğin niteliği açısından hayati önem taşımaktadır. Eğer eş seçiminde Peygamberimizin Tirmizînin rivayet ettiği şu tavsiyesine kulak verilirse mutlu bir aileye sahip olmak mümkündür.“Sizden biriniz, şükredici bir kalb, zikredici bir dil, ahiret işleri üzere kendisine yardım edecek mü’min bir eş edinsin.”  

Aile kurulurken eşlerin birbirlerini seçmesi önem kazanır. Çünkü bu, geçici bir süre için bir araya gelme değil, çoğunlukla ölüme kadar devam edecek bir sözleşmedir. Eşler birbirlerinde bu kurumun devamını sağlayacak özellikleri aramalıdırlar.  

Aileler kurulurken sadece maddiyat ön planda tutulduğundan, maneviyata önem verilmediğinden, Tatlı bir samimiyet havası içinde kurulan aileler, maalesef acı bir hicranla son bulmaktadır. 

Maalesef bu gün bir kısım toplumlarda Dini duygulara önem verilmiyor, ahlak ve fazilet aranmıyor, helal-haram mefhumlarına riayet edilmiyor. İbadetin verdiği gıdadan yoksun bir ruh... bu aileden mutluluk beklenmez.  
 
GELENEK VE GÖRENEKLERİMİZ İSLAMIN EMİRLERİNİN ÖNÜNE GEÇMEMELİ 
_Birçok il ve ilçe de görev yaptınız. Bu yerlerle Kahramanmaraş’taki aile yapısını kıyaslarsanız eğer ne gibi gözlemleriniz olur? 

_ Kahramanmaraş’taki aile yapısı diğer illere nazaran daha mazbut ve birazda geleneksellik arz ediyor. Yani istenilene yakın olduğunu görüyorum.  Menfi yön olarak ta azınlıkta da olsa tutucu bazı tabular var ve bu tabuların yıkılması lazım. Çevremdeki aileler de de zaman zaman görüyorum, maalesef örf ve adetle, gelenekler dinin emirlerini geçiyor ve sanki din ikinci planda kalıyor.  Yanlış dahi olsa kendilerinin inandığı büyüklerinden gördükleri atalarından dedelerinden kalan geleneklerle hüküm icra ediyorlar.  Bu da aile yapısını menfi bir şekilde etkiliyor tabi.   

MUTLULUĞUN SIRRI VARİDATTA AŞAĞIYA TAATTE YUKARIYA BAKMAKTIR 

_Bu konu da ailelere tavsiyeleriniz nelerdir? 
Bugün mutluluğu yakalayamamış insanımızın en büyük problemi varlıkta, zenginlikte, sağlıkta bizden kendisinden aşağı durumda olanlara bakıp şükretmeyip, kendisinden üstün olanlara bakarak özenti içinde olmalarıdır. Bir yurt yuva sahibi olamamış tabiri caizse köprü altlarında yaşayan insanlara bakıp halimize şükretmek yerine, maalesef sürekli dünyalıklar anlamında bizden daha yukarıda olduğunu düşündüğümüz insanlara bakıp huzurumuzu kaçırıyoruz.  Rasulullah efendimiz (sav)buyuruyor.” Eğer Allaha şükretmek istiyorsanız kendinizden aşağıdaki yaşantısı olanlara bakınız. Yukarı bakacaksanız da kullukta ibadette taat te üst düzey yaşayanlara bakın. Çünkü cenabı hak eğer sizi bu dünya da bir şeylerden mahrum etmişse, (sizin çalışmanız neticesi değil de cenabı hakkın takdiri olarak) eğer mahrumsanız ahirette mahrum etmeyecektir. Genelde ailevi problemler konusunda insanımızın rehberliğe ihtiyacı olduğu kanaati ile gerek diyanet işleri başkanlığımız gerekse Müftülüklerimiz son yıllarda çeşitli çalışmalar başlatmıştır.  
Onikişubat İlçe Müftülüğü olarak Hz Yunus Camii bünyesine Aile ve Dini Rehberlik bürosu açtık. Bayan görevlilerimiz dönüşümlü olarak görev yapmaktadırlar.  Buraya sorunları olan aileler geliyor, sorunları dinleniyor cevap veriliyor, çıkış yolları aranıyor, dinimizin güzellikleri anlatılıyor, mutluluğu yakalamanın yolları anlatılıyor…  
Bölge kalabalık ve merkezi bir yer olduğu için bu bölgeyi tercih ettik. Ama gördük ki bu da yeterli değil.  Birkaç büro daha açmamız gerekiyor. Allah’ın izni ile uygun bir yer ayarladığımız anda aile rehberlik bürolarımızın sayısını arttıracağız.  

-Peygamberimizin aile ile ilgili tavsiyelerinden birkaç örnek verirmisiniz 
 
Her hayırlı işte örnek olduğu gibi aile konusunda bizlere örnek olan peygamberimizin ailesinde huzur ve mutluluk hâkimdi. Kısaca birkaç örnek verecek olursak;  
- Sizin en hayırlınız eşlerine iyi davrananlardır buyurmuşlardır. 
- Olur olmaz şeyleri problem haline getirmezdi. 
- Aile İçerisinde Geçimli idi 
- Eşlerinin kalplerini kırmazdı. 
- Aile içerisinde yapılan ikram ve iyilikleri başa kalkmazdı. 
- Sağlıkta iyi günde nasılsa dar günde aynı olmalarını söylerdi. 
- Hata yapanları Allah ın azabıyla korkutmuş, iyilik yapanları Allah’ın mükâfatıyla müjdelemişti. 
- Hanımını zemmeden birine “Hiç mi iyiliği yoktur, Sen hiç mi hata  yapmıyorsun” buyurmuştur 
 
HANIMEFENDİME MÜTEŞEKKİRİM 
_Son olarak bize kendi ailenizden ve nasıl bir aile de yetiştiğinizden bahseder misiniz?  
Bu konu da Rabbime ne kadar şükretsem azdır. Çok huzurlu ve mutlu bir ailem var. 1976 yılında evlendim. Biri erkek üçü kız dört evladım var. Allah ondan razı olsun eşimden çok memnunum. Çalışma hayatımın yoğunluğun da oluşan eksikliklerimi çocuklarıma hiç hissettirmeden tamamladı. Çünkü bürokrasi işleri çok yoğun. Bazı zamanlar evime çok geç geldiğim oluyor günlerce ayrıldığım zamanlar oluyor, Hafta sonu da birçok programımız oluyor. Eşim bu konu da hiç şikâyetçi olmadı ve hep bana yardımcı oldu. Açıklarımı telafi ettiler. Çocuklarımın başında iyi bir anne ve terbiye edici oldular. Bu yoğunluklarımdan kaynaklı olarak çocuklarımı tam istediğim gibi yetiştiremedi isem de Allah’a şükür istenilmeyen bir yönleri yoktur. Hepsi terbiyeli, anneye, babaya büyüklerine itaatliler. Benim yoğunluğuma rağmen hiçbir taşkınlıkları saygısızlıkları olmadı. Hepsi evliler. Biz hanımla birlikte kaldık (gülüyor) 
Ben de öksüz büyüdüm. Küçük yaşta annem vefat etti. Tabi ki bunun dezavantajlarını yaşadım. Ufak tefek sıkıntılarım oldu. Üvey annemiz sağ olsun bize iyi davrandı hamdolsun ama bizim oralarda bir laf vardır “Analı oğlak yar da oynar anasız oğlak yer de oynar” diye. Biraz boynu bükük büyüdük tabi. Yine de büyük sıkıntılarımız olmadı Elhamdülillah…