Haber46 başyazarı eğitimci-yazar Ali Çam bugün sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulundu. Yaptığı paylaşımda Kahramanmaraş'ın yıllarca hakettiği değeri göremediğini, kaderine terkedildiğini belirten Ali Çam şu açıklamalarda bulundu:

''Bugün sosyal medyada bu fotoğraf dolaşıyor. Bu, aslında Kahraman şehrimizin katledildiği bin fotoğraftan sadece biri.

Kahramanmaraş bilgisizliğe, cehalete, ranta kurban edilmesin diye tam 17 yıl yazdım. Baktım ki olmuyor, baktım ki sevdalısı olduğum şehrimin ölmesine, öldürülmesine engel olamıyorum şehrimden ayrıldım.

Şimdi bu fotoğrafları paylaşıp feryat ediyorsunuz. Kahramanmaraş 17 yıldır feryat ediyor, ben 17 yıldır feryat ediyorum. "Kahramanmaraş'ın dağını, ovasını, suyunu kaybediyoruz, Kahramanmaraş'ı kaybediyoruz" diyorum üç maymunu oynuyorsunuz.

İş işten geçtikten sonra mı aklınıza geldi?

Ben öğretmen halimle tüm sınırları zorlayıp haykırırken susanlar, beni yapayalnız bırakanlar, nasıl MUTLU MUSUNUZ?

...

𝗜̇𝗦̧𝗧𝗘 𝟮𝟬𝟭𝟵 𝗬𝗜𝗟𝗜𝗡𝗗𝗔 𝗬𝗔𝗭𝗗𝗜𝗚̆𝗜𝗠 𝗬𝗔𝗭𝗜...

ali_cam_in_ahir_dagini_da_kaybediyoruz_yazisi_h359193_8b7b3

Ahır Dağı ölüyor, duyuyor musunuz?

Maraş omuzlarını dağa yaslayan, eteklerini ovaya bırakan ender şehirlerimizden biridir. Kış mevsiminde dışarıdan Maraş’a gelenler Maraş’ı gündüzleri dünyalar güzeli bir geline, geceleri ise Maraş Edesi bir damada benzetebilirler.

Baharda ve yazda ise geceleri Ahır Dağı’nda bağ evlerinde ışıl ışıl parlayan ışıklar, bu güzide şehri gelinliğindeki incileri pırıl pırıl parlayan bir gelin edasına büründürüverir.

Maraş sırtını dayadığı Ahır Dağı’yla, Nurdağı’na kadar uzanan ovasıyla, avuçlarından dökülen Aksu Çayı’yla Maraş’tır… Ve bunlara ruh veren kalesi, Ulu Camisi, Kapalı Çarşısı, Uzunoluk Caddesi, tarihi konakları ile Maraş, Kahramanmaraş olur.

Kahramanmaraş’ın avuçlarından ovalarına dökülen Aksu Çayı, biliyorsunuz uzun zamandır kapkara akıyor. Adana istikametinden Kahraman şehrimize girenleri artık çiğdem kokuları değil, Aksu’nun pis kokuları karşılıyor.

Aksu’yu kaybedeli bir 20-30 yıl oldu. On beş yıldır çırpınıp durduk bu köşelerde, Aksu’yu kurtaralım diye ama kimse oralı olmadı.

Gazeteci arkadaşlarımızın önceki yıllarda olmasa da, son yıllarda Aksu konusunda gösterdikleri yüksek hassasiyetten dolayı haklarını teslim etmeliyiz.

Aksu’nun kurtulması için sesini yükselten gazeteci arkadaşlarımızın ve çok az sayıdaki Sivil Toplum Kuruluşlarının baskıları sonuç verecek gibi görünüyor.

Kaybettiğimiz Aksu’yu yeniden kazanmak için bir umut ışığı belirdi. Ya o ışığı daha kuvvetli yakacak, ya da her zaman olduğu gibi iç çekişmelerin rüzgarıyla söndürecek ve süreci yeniden karanlığa terk edeceğiz.

Derdimiz sadece Aksu değil elbette. Kahramanmaraş’ın omuzlarına, Ahır Dağı’nın zirvelerine basıp yönümüzü güneye çevirdiğimizde, önümüzde serili yemyeşil bir halıya benzeyen ovalarımız nerede? O güzelim tarım arazilerinde yükselen beton yığınlarını kimse görmüyor mu?

Biz, Kuş Cenneti hayalimizi öldürmemişken henüz, bu beton yığınları hem tarım arazilerimizi, hem Kuş Cenneti umutlarımızı boğup boğup Aksu’nun kara sularına bırakıyor.

Ve Ahır Dağı… Kahramanmaraş’ın omuzlarını yasladığı bin bir çeşit bitki örtüsünün süslediği muhteşem güzellik. O Maraş kızının gerdanında, Maraş delikanlısının omuzlarında beton yığınlarının işi ne?

Ahır Dağı’nda 10-15 katlı binalar yükseldikçe, Maraş küçülüyor görmüyor musunuz? Kahramanmaraş beton binaların arasında kaldı, bu görünen şehir Maraş değil başka bir şey.

Ahır Dağı’nı inşaat sektörünün hırslarına kurban etmeye kimsenin hakkı yok. Bu Kahraman şehir, gözleri maddeden başka bir şey görmeyenlerin insafına terk edilemeyecek kadar kıymetlidir.

Aksu, ama illa da Ahır dağı bu şehrin Kurtuluş Mücadelesinin devamı niteliğindedir. Ahır Dağı’ndaki “son ağaç kesilmeden, son keklik ölmeden, son göl kurumadan, son orkide solmadan” gözümüzü de gönlümüzü de açmalıyız.

...

Biz sabırla bekliyoruz.

Ama Ahır Dağı’nın sabredecek mecali yok biliyoruz. Bir milyon Kahramanmaraşlının gözü önünde kurtarılmayı bekleyen Ahır Dağı’nı kurtarma sorumluluğuyla hareket edeceğinizden zerre şüphem yok.

Biz sadece bu adımı Ahır Dağı ölmeden önce atmanızı bekliyoruz.

Yoksa bir gün Ahır Dağı öldüğünde mezar taşında şu yazıyı okuyacağız:

“Öleceğim öleceğim dedim inanmadınız bak ne oldu?”

Ali ÇAM

Saygılarımla…''