Türk Eczacıları Birliği (TEB) Başkanı Erdoğan Çolak, 2002’de başlayan sağlıkta dönüşümün tek taraflı bir parçası olduklarını kaydetti. Hasta memnuniyetini esas alan bir anlayışın yerini müşteri memnuniyetine bıraktığını dile getiren Çolak, küresel politikalar nedeniyle tüm dünyada ilaç, eczacılık ve sağlık alanının daraldığını bildirdi. Çolak, “Dünyada ekonomik parametreler değişti. İki kutuplu dünya tek kutupluya döndü. Vahşi kapitalizm tekrar ortaya çıktı. Eczacılar yapısal bir çıkmazın içerisindedir. Artık kutuyu (ilaç) satarak eczanelerin para kazanma şansı yoktur. Avrupa bu işin çözümünü meslek hakkında bulmuşlar. Eczacı sağlık danışmanı pozisyonuna gelmelidir.” dedi.

Divan başkanlığını eczacı Alev Ersan’ın yaptığı Adana Eczacı Odası'nın (ADEO) genel kurulu Seyhan Oteli’nde gerçekleşti. ADEO Başkanı Ersun Özkan, açılışta 2010 yılından bugüne eczacıların yaşadığı ekonomik çıkmazların aşılamadığını, binlerce eczacının yoksulluk ve açlık sınırında mücadele verdiğini söyledi. Özkan, “Her gün daralan ekonomilerle eczacının elinden alınarak birilerinin cebine aktarılan cirolarla eczacı fakirleşti, tükendi. Her 3 eczacıdan 2’si zor duruma düştü.” diye konuştu.

‘KANIN AKMASINA NEDEN OLANLAR BUNUN BEDELİNİ ÖDEYECEKLERDİR’

Ersun Özkan, 2002 yılından günümüze AK Parti iktidarı ile başlayan birçok alanda değişim ve dönüşümle ciddi kırılmaların yaşandığını belirtti. 7 Haziran Genel Seçimler öncesi konuşulan demokrasi, insan hakları, hukuk, laiklik ve yolsuzluk söylemlerinin yerini iç savaş ifadelerine bıraktığına dikkat çeken Özkan, “Siyasi inatlaşmalar uğruna halka ağır bedeller ödeterek gencecik insanların kanını akıtanların ve bu kanın akmasına neden olanların er ya da geç bunun bedelini ödeyeceklerini bilmelidirler.” şeklinde konuştu.

2002 yılında süslü söylemlerle sunulan politikaların yıkımla sonuçlandığını ve kamu vicdanında da ciddi hasarlar oluşturduğunu vurgulayan Özkan, şöyle devam etti: “Umut ediyorum ki 1 Kasım tarihinde yapılacak seçimler bu yıkım sürecinin sonu, belki yıllarca sürmesi gerekecek bir onarım döneminin başlangıcı olur. Böylesi ağır ve yoğun bir gündemin gölgesinde 2015 seçimli genel kurulumuzu mesleki geleceğimiz açısından karamsar ve bir o kadar mutsuz bir tabloda gerçekleştiriyoruz.”