Uçakan yaptığı açıklamada, Türk sinemasında gelişmeleri değerlendirdi. Artık sinema sektöründe teknolojinin çok iyi kullanmaya başladığını anlatan Uçakan, son dönemlerde Türk dizilerinin Ortadoğu'da gördüğü ilgiyi gördüğünü hatırlatarak, ''Orada Başbakan Erdoğan'a ve Türk insanına duyulan sıcak ilgi mutlaka buralara da yansıyor. Sinema büyük devlet olmaya paralel gelişir'' diye konuştu. -Fetih 1453- ''İstanbul'u fetih düşüncesinin hemen hemen her yönetmenin kafasında olan bir idealdir'' diyen Uçakan, şunları söyledi: ''Bu filmde finans olarak bu kadar görkemli bir harcamanın yapılmış olması sektör adına mükemmel bir şey. 'Artık biz de büyük projeleri düşünebiliriz' fikrini çok güzel örnekliyor. Halkın da özellikle söz konusu ettiği 'köşe taşı' diyebileceğim projelerden biridir. Onun için filmi övgüye değer kılıyor. Muhteşem Yüzyıl gibi geçmişimize son derece aykırı, oryantalist bir bakışla anlatan değilde tarihe belli ölçüde saygı gösterilmiş bir proje. O yüzden de övgüye değer bir projedir. Şahsen bu filmin finansmanının Recep İvedik gibi bir filmden kazanılmış olmasını da istemezdim. Eksik tarafları elbette vardır ancak bu film köşe taşıdır ve desteklenmesi gerekir. Bu film çok büyük maliyetle görkemli animasyonların yapılabileceğini göstermiştir. Ayrıca bu filmin yurt dışına satılma şansı çok fazla, çünkü Türkiye'nin yeni vizyonu içerisinde tam yerine denk gelen hareket.'' -''Bir zamanlar yılda 1400'e yakın film çekiliyordu''- Türkiye'de bir zamanlar 3 bin sinema salonunun bulunduğunu ancak bunun bir süre sonra kesintiye uğradığını anlatan Mesut Uçakan, ''Bir zamanlar Yeşilçam dedikleri bir dönem vardı. O zaman yılda 1400'e yakın film çekiliyordu. Bir süre sonra sinema kesintiye uğradı. Sinemaya müstehcenlik girdi ve koptu. Sonra AVM'ler vasıtasıyla cep sinemaları başladı ve büyük oranlara ulaştı. Böylece aile seyircisi tekrardan sinemaya girmeye başladı. Şu anda toplam seyirci rakamları 20-25 milyon arasında değişiyor. Kültür ve Turizm Bakanlığının verdiği yapım destekleri ile de birçok film çekilir hale geldi. Bu da güzel bir şey'' dedi. -Sinemanın geleceği- Türk sinemasının dış pazar bulaması gerektiğini vurgulayan Uçakan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Önce büyük devlet olma misyonunu yerleştirmek lazım. Sinemamız teknik, estetik olarak uluslararası düzeyde çok iyi konuma gelmiş durumda. Devletin büyümesi sinema sektörünün dışarıya açılmasına fırsat oluşturuyor. Bunun yanında gerçek sermayenin de sinemaya girmesi lazım. Gerçek sermaye nedir- Bir iş adamının 'bu bir yatırımdır, paramı buraya yatıracağım ve kazanacağım' diyerek girmesi lazım. Böyle sermayeler çok az. Gerçek sermaye girdiği zaman uluslararası hareketler daha büyük olacaktır. Fetih 1453 bunun en güzel örneğidir. Sinemayı fırlatan budur. Bakın bir iş adamı hiç bir fabrikada kazanamadığını burada kazanabilir.'' Anadolu'da sinema senaryosu için muazzam bir sermaye bulunduğunu vurgulayan Uçakan, şunları kaydetti: ''Bugüne kadar neden çekilemedi- İşte büyük devlet olma meselesi burada yeniden ortaya çıkıyor. Filmcilikte paran kadar düşünürsünüz. Benim param ne kadar- Şu kadar. Onunla ne yapabilirim- Eğer paran azsa basit bir katlı bir yer yapabilirsin. Çünkü paran düşündürtür. Bugün gelişen seyirci potansiyeline paralel olarak Türk sineması 4-5 kat yapabilir konuma geldi.''