BArkodun iki mücidinden biri olan Joseph Woodland hangisi üzerine yaptığı şekillerden ilham alarak barkod sistemini geliştirdiğini söylemiştir

Barkodun iki mucidinden biri olan Joseph Woodland hangisi üzerine barkod sistemini geliştirmiştir?

A- Sakız kağıdı

B- Sahil kumu

C- Pizza hamuru

D- Çimento harcı

cevap: Sahil kumu

Barkod

1940'ların sonunda bir lisansüstü öğrencisi, Bernard Silver, öğrenim gördüğü Drexel Teknoloji Enstitüsü'ne gelen bir market zinciri sahibinin, kasada tüm ürün bilgilerini otomatik kaydedecek bir sistem geliştirilmesini istediğini, ama enstitünün konuyla ilgilenmediğini gördü. Ne var ki, fikir Silver'ın ilgisini çekmişti; doktora öğrencisi arkadaşı Norman Woodland'a bundan söz edince, konu üzerinde birlikte çalışmaya başladılar. Akıllarına ilkin, kızılötesi ışığın altında parlayacak

BARKOD NEDİR ?

Philadelphia’da bulunan Drexel enstitüsüne gelen orta yaşlı adam, Amerika birleşik devletlerinin en büyük perakende market zincirinin sahibiydi ve dekana çok ilginç bir istekle gelmişti. Adam müşterilerinin yazar kasa önünde çok beklediğini ve bu durumdan çok şikayetçi olduklarını anlattı. Ayrıca ürünlerinin stok durumlarını kontrol edememesi de kendisinde çok ciddi bir şüphe yaratıyordu. Dekan adamı dinledikten sonra başından savdı, ancak bu konu odada konuşulanlara şahit olan Bernard Silver’ın dikkatini çekmişti ve genç bir lisansüstü öğrencisi olan Norman Joseph Woodland’a konuyu anlattı.

Ürünlere evrensel bir kimlik vererek hızlı bir şekilde okunmasını sağlayacak bir fikir woodland’ın ilgisini çekmişti. Konu hakkında çalışmaya başlayan genç mühendis ilk olarak mors alfabesini düşünmüştü ama bir sorun vardı. Yatay bir düzleme oturtulmuş nokta ve çizgileri nasıl otomatik olarak okuyacaktı? İlham genç mühendise Miami sahilinde güneşlenirken geldi. Elini kuma gömüp çıkaran genç mühendis, parmaklarının arasında akan kumların farklı kalınlıklarda olduğunu fark etti, sorunu çözmüştü, mors alfabesindeki nokta ve çizgileri aşağıya doğru uzatacaktı. 1952 yılında Woodland ve Silver, “sınıflandırma cihazı ve metodu” adlı çalışmaları ile patent başvurusunda bulundular. Ne yazık ki Woodland bulduğu barkod teknolojisinin 1967 yılında  ticari kullanıma başlanmasını ve tüm dünyaya yayıldığını göremeden 37 yaşında hayata gözlerini yumdu.
Doğrusal bir barkod birbirine paralel çizgilerin arasındaki boşluklar veçizgilerin , foto elektrik elemanlar ile tespit edilerek dijital bir veri olarak algılanmasını sağlar. Çizgilerin arasındaki boşluklar 0’ı çizgiler ise 1’i ifade eder, bu ayrımın yapılabilmesi için barkodun çizgileri ile boşlukları arasında yeterli kontrast farkının olması gerekmektedir, bu nedenle kullanılan barkodlar genellikle  beyaz zemin üzerine siyah çizgilerden oluşmaktadır.
İlk başlarda firmaların kendi içlerindeki sorunları çözmek amacıyla kullanılan barkod teknolojisi, üretici-müşteri  sayısının artması ile beraber, belli başlı standartlar ile basılıp kullanılmayı zorunlu hale getirmiştir. Firmalar kendi içlerindeki stok durumunun ve üretim süreçlerinin takibini sağlamak amacıyla herhangi bir standarda tabi olmayan barkodları kullanabiliyorlardı ancak aynı barkodlar firma dışında müşteriler tarafından kullanılmak istendiğinde ortaya bir takım sorunlar çıkıyordu.

Ticaretin ulusal sınırları aşarak küresel bir olgu haline gelmesi ile sorun daha da büyümüş ve 1974 yılında Avrupa’da ki 12 ülke bir araya gelerek ürünlerin tanımlanması ve standart oluşturulması için çalışma başlattı.  Bu çalışma sonucunda 1977 yilinda  Brüksel’de (European Article Numbering(EAN)) “Avrupa Mal Numaralama Örgütü”, tedarik zincirinin yönetilmesi, hizmet taşıma birimi ve demirbaşlarını tanımlayabilecek, her sektöre uygun uluslararası standartlar geliştirmek adına  kurulmuştur. EAN’a üye olan ülkelerdeki yerel numaralandırma organizasyonları, uluslararası standartları geliştirmek ve uygulamakla yükümlüdür. Zamanla Avrupa’yı aşan ve tüm dünyaya yayılan bu oluşum, 1992 yılında EAN International adını almıştır. Günümüzde yalnızca standartları değil üreticiler ile müşteriler arasındaki iletişimi kolaylaştırmak adına bazı izlenebilirlik projeleri de geliştiren EAN international 2005 yılı itibariyle ismini GS1 olarak değiştirmiş, ürün izlenebilirliği ve güvenliği adına, kuruluş amacının çok ötesinde hedefler ortaya koymuştur. Günümüzde uluslararası dolaşıma açık olan ürünlerin üzerindeki barkodlar üretildiği ülke, firma, ürün gibi bilgileri saklamaktadır.

Üreticilerin ve müşterilerin tedarik zinciri esnasında daha fazla bilgi talep etmesi üzerine Japonya’da 1994 yılında Denso Wave tarafından karekod adı verilen “data matrix barkod” teknolojisi geliştirildi. Üst üste konmuş barkodlardan oluşan bu teknoloji, ilk başlarda motorlu araçların üretimini daha kolay takip etmek amacıyla kullanılırken günümüzde ilaç takibinden dergileri videolu hale getirmeye kadar bir çok alanda kullanılmaktadır.

Lojistik sektörününde bir devrim olan barkod, yalnızca üreticilerin imalat ve tedarik süreçlerinin kontrolü için değil, tükettiği ürünün içeriğini, menşeini ve üretim bilgilerini merak eden tüketiciler için de bir başvuru  kaynağıdır.