Kahramanmaraş Adliyesi 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya sanıklar S.K. ve M.P. ile taraf avukatlar katıldı. Adli tatil izni nedeniyle nöbetçi mahkeme duruşmaya başkanlık yaptı.
Duruşma sırasında yöneltilen sorulara cevap veren S.K., “Benim o binada 9 dairem var, kolon kesmedim. Suçlamaları kabul etmiyorum, beraatımı talep ediyorum” dedi. M.P. ise, “Pastane işi ile uğraşıyoruz. Yapısal değişiklik yapmadık, sadece dekoratif işler yaptık” ifadelerini kullandı.
‘Kolon değil demir direk’
Duruşma avukatlarından Mesut Çakar, dosyadaki 3 farklı bilirkişi raporunda kusur tespit edilmediğini ve binanın yıkımına etki edecek bir işlem yapılmadığının belirtildiğini ifade ederek, “ODTÜ, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi raporlarında kolon olarak belirtilen yerin aslında demir direk olduğu, binanın yıkımına etkisinin bulunmadığı tespit edilmiştir” dedi.
‘Sosyal medya ile yargılanıyoruz’
Avukat Çakar, davanın sosyal medyadaki iddialar üzerinden yürütüldüğünü savunarak, ev hapsi ve adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasını talep etti.
Duruşma sonrası basın açıklaması yapan sanıkların avukatı Ali Uçkaç, “Sami Bey ve Mustafa Bey. Dosyada alınan son iki rapor İstanbul Teknik Üniversitesi ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nden alınan raporlarda, müvekkillere isnat edilen eylemlerde, yani kamuoyunda çıkan polon iddiası ve diğer hususlarda, binanın yıkımına sebep olmadığı ve usulsüz oldukları tespit edilmelerine rağmen, mahkemece bugün tutuklanmalar amacıyla yapılan duruşmada ne yazık ki yapılan savunmalar ve müvekkillerin beyanlarına itibar edilmeyerek, yine sosyal medyadaki yapılan usulsüz haberlerde dikkate alınarak ne yazık ki tutuklanmalarına karar verildi. Dosyada Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden İstanbul Teknik Üniversitesi ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nden rapor alındı” dedi.
‘Raporlara itibar edilmeyerek tutuklama kararı verildi’
Bu raporlara itibar edilmeyip, tüm deprem dosyalarında dikkate alınmayan Karadeniz Teknik Üniversitesi'nin çelişkili ve kopyala yapıştır raporuna itibar edilerek savcının müteahhit asıl doğrultusunda heyet, suç fahşıda dikkate alınarak tutuklanmalarına karar verdi. Ancak deprem dosyalarında olası kastla yargılanan bu ikinci dosya, Adana'yla birlikte bu ikinci dosya, binlerce dosyanın içerisinde sadece olası kastla yargılaması yapılan dosyalardan Kahramanmaraş'ta Ezgi Apartmanı dosyasıdır. Burada binanın yarısı daireleri, dokuz daire alttaki işletmenin tamamı Sami Bey ve Mustafa Bey'e ait olmasına rağmen kendilerinin binanın bir kurula sebep oldukları iddiası gülünç bir iddia.
Yapmış oldukları eylemlerde ve Mustafa Bey ve Sami Bey'in arasında ayrım yapılması gerekirken, bu bile yapılmadandoğrudan kamuoyunun önüne günah keçisi olarak atılmış ve suçlu ilan edilmiştir. Halbuki dosyada toplanacak başka bir delilde kalmadığı kanaatiyle mahkeme takdir ederse, raporu veren hocaları huzurda çağırarak, gerekli sorularını sorarak gerçeği öğrenebilirdi. Raporda yazanlarda eğer kendilerinin anlamadığı hususlar varsa, bunu yapmak yerine doğrudan tutuklama heyetine gittin. Ancak heyetimizde adli tatil olduğu için izinde olduğundan dolayı harici heyet yani geçici heyet duruşmaya çıktı. Bunun da etkisi olduğu kanaatindeyiz. Ne yazık ki duruşma başladığından itibaren de asılsız ağızlarından çıkmayan kelimeler birleştirilerek sanki bu şekilde denmiş gibi de tweetler atıldı, duruşma salonundan resimler paylaşıldı. Bunun da yine heyeti önüne geçebilirdi. Ancak meslektaşlara itibaren fotoğraf çekmediklerine kanaat getirildi.
Ancak sosyal medyada bu paylaşımlarda halen daha paylaşıma devam ediyor. Durum bu, tutuklamaya itiraz edeceğiz. İki kusursuz rapor olup da tutuklanan ve tutuklaması devam eden sadece Ezgi Apartman'ın dosyasındaki sanıklardır. Bir önceki İstanbul Teknik Üniversitesi'nden alınan raporda fenni mesul kusursuz olduğuna kanaat getirilerek, rapor esas alınarak tahliyesine karar verilmiş. Ancak üst mahkemen itirazı sonucunda tekrar tutuklanmasına karar verilmiştir Ertan Danacı'nın. Fenni mesul de Ertan Danacı'nın eylemlerine bakıldığı zaman teknik raporda herhangi bir kusur yok. İkisinde ancak birinde KTÜ raporu dikkate alınıyor, birinde İstanbul Teknik Üniversitesi raporu dikkate alınıyor. Yine Orta Doğu Teknik Üniversitesi alınan raporda da İstanbul Teknik Üniversitesi gibi şaibe olduğu yalanlar ortaya atılıyor. Bununla ilgili de biz mahkemeye dilekçemizi sunduk. Taraflardan birisinin, karşı taraftan birisinin, müştekilerden birisinin yazışmalarıyla heyetteki hocanın biri daha önceden rapor verdiği için ve kanunen ve ahlaken, çekilmesi gerekirken bunu da yapmadığını gördük. Yanlı bir şey olsaydı şu an müsaade ve hesabımda herhalde bu şekilde olmazlardı diye düşünüyoruz. Biz kamuoyunun vicdanını rahatlatmayacağım kararın bilakis şaibeleri daha da arttıracağı kanaatindeyiz. İtirazlarımızı yapacağız. Umarım hak yerini bulur” dedi.