Buradan:
   ‘’Bu Vatan’ı bölmek, bu bayrağı indirmek isteyenlere sesleniyorum.’’
   ‘’Müslümanların kutsallarına saldıranlara sesleniyorum.’’
   ‘’Şanlı Bayrağımızdaki ay yıldızdan rahatsız olanlara sesleniyorum.’’
   ‘’İstiklal Marşı  okunduğunda, sinirleri bozulan, gözleri fal taşı gibi açılanlara sesleniyorum.’’
   ‘’Emperyalist ve Siyonist güçlere sesleniyorum.’’
   ‘’Rüşvetçilere, hırsızlara, ihanet edenlere sesleniyorum.’’
   ‘’Fitnecilere, fesatçılara, şerefsizlere sesleniyorum.’’
    
     Rahmetli Başbuğ,’’ Alparslan Türkeş’in’’ dediği gibi: ‘’Bizans’tan  geçme bir hastalık vardır.’’
     Bizans hastalığına tutulanlara şunu söylemek istiyorum. Kendinizi paralasanız da, bir fırın değil, on fırın ekmek yeseniz de; inanan insanların neler başardığını anlayamaz, davası olanların neleri göze alabildiklerini idrak edemezsiniz.
     Çünkü, sizin gibilerin davası olmaz, sizde karakterde olmaz. 
     Kimlerden mi  söz ediyorum. Yukarıda ki seslendiklerimden...
     İnancımız, vatanımız ve milletimiz bizim kutsalımızdır. Aranızdan kim, kutsalımıza, vatanımıza ve milletimize elini, dilini uzatır. Onun kim olduğuna bakmaz, elini ve dilini keseriz.
     Buradan bir daha vurguluyorum.
     Müslümanlığımıza, Türklüğümüze, Vatan’ımıza, inancımıza, kutsalımıza zarar veren düşmanımızdır! Bu ülkeyi bölen bizim düşmanımızdır!  Bayrağımızdan rahatsız olan bizim düşmanımızdır! İstiklal Marş’ından, şanlı tarihimizden,  rahatsız duyanlar düşmanımızdır!
      Son olarak:
      Hepimiz Charlie diyen; basın özgürlükçü zavallılar…Sizi bilmem ama…
      -Hepimiz Müslüman’ız.
      -Hepimiz Mustafa Kemal Atatürk’üz.
      -Hepimiz Kazım Karabekir’iz.
      -Hepimiz Fatih Sultan Mehmet’iz.
      -Hepimiz Kanun-i Sultan Süleyman’ız.
      -Hepimiz Göktürk’üz.
      -Hepimiz Selçuklu’yuz.
      -Hepimiz  Osmanlı’yız.