İstanbul için sıkça kullanılan “Yedi Tepeli Şehir” ifadesi, kökenini kentin tarihsel ve coğrafi yapısından alıyor. Bu tanım, Roma ve Bizans geleneğinden miras kalan ve Tarihi Yarımada üzerinde yer alan yedi tepeyi ifade ediyor. Osmanlı döneminde de bu anlayış korunmuş ve her bir tepeye simgesel bir cami inşa edilmiştir.
Peki, İstanbul’un “yedi tepesini” oluşturan bu noktalar hangileridir?
1. Tepe – Sultanahmet Tepesi
-
Yapılar: Ayasofya, Sultanahmet Camii, Topkapı Sarayı
-
Önemi: Bizans ve Osmanlı’nın yönetim merkezi
-
İstanbul’un en bilinen ve en eski yerleşim alanlarından biridir.
2. Tepe – Çemberlitaş Tepesi
-
Yapılar: Çemberlitaş Sütunu, Nuruosmaniye Camii
-
Önemi: Roma İmparatoru Konstantin’in şehri yeniden kurduğu merkez
-
Ticaret ve yönetim açısından tarih boyunca önemli olmuştur.
3. Tepe – Beyazıt Tepesi
-
Yapılar: Beyazıt Camii, İstanbul Üniversitesi
-
Önemi: Osmanlı’da eğitim ve ilim merkezi
-
Günümüzde de akademik kimliğiyle öne çıkar.
4. Tepe – Fatih Tepesi
-
Yapılar: Fatih Camii ve Külliyesi
-
Önemi: İstanbul’un fethinin simgelerinden biri
-
Osmanlı şehir planlamasının en önemli örneklerindendir.
5. Tepe – Yavuz Selim Tepesi
-
Yapılar: Yavuz Sultan Selim Camii
-
Önemi: Haliç’e hâkim konumu
-
Şehrin en etkileyici manzaralarından birine sahiptir.
6. Tepe – Edirnekapı Tepesi
-
Yapılar: Mihrimah Sultan Camii
-
Önemi: Kara surlarına yakın stratejik nokta
-
Mimar Sinan’ın önemli eserlerinden birine ev sahipliği yapar.
7. Tepe – Kocamustafapaşa Tepesi
-
Yapılar: Haseki Sultan Camii
-
Önemi: Yerleşim ve dini merkez
-
Osmanlı’nın sosyal hayatını yansıtan mahalle dokusuyla bilinir.
ROMA’DAN OSMANLI’YA UZANAN BİR GELENEK
“Yedi tepe” anlayışı ilk olarak Antik Roma’da ortaya çıktı. Roma, yedi tepe üzerine kurulu bir şehir olarak kabul edildiği için, İstanbul (Konstantinopolis) de bu simgesel anlayışla anıldı. Osmanlılar, bu geleneği sürdürerek her tepeyi bir selatin cami ile taçlandırdı.
Uzmanlar, “Yedi Tepeli Şehir” ifadesinin yalnızca coğrafi bir tanım değil; İstanbul’un tarihsel sürekliliğini, medeniyetler arası mirasını ve sembolik kimliğini yansıtan güçlü bir anlatım olduğuna dikkat çekiyor.



