15 Temmuz gecesi
 
Türkiye’de
 
Darbeye karşı olduğunu yazan ve “devletimin yanındayım” diyen
 
İlk kişiyim…
 
Anlı şanlı pek çok isim,
 
Taraf olmak için,
 
Kimin kazanacağını beklerken,

 
Daha kazanan belli olmadan
 
“Devletimin yanında, darbecilerin karşısındayım” diye açıklama yapan ilk kişi benim…
 
Sivil halka kurşun sıkacak kadar gözü dönmüş,
 
TBMM’ne kalleşçe ve kahpece saldırmış,
 
Özel Harekât Polislerinin kaldığı binayı bombalamış,
 
Alçak bir örgütün yapacaklarından korkmamışım da,
 
Sizden mi korkacağım…

 

 
Ha, FETÖ’den korkmadığım gibi
 
PKK’dan da korkmadım hiçbir zaman.
 
Cizre caddelerini nasıl İstiklal Marşı ile çınlattığımın yüzlerce şahidi var.
 
Hem de ne zaman…
 
Cizre’nin CEHENNEM olduğu 1991-1996 yılları arasında…
 
Saldırıya uğrayıp bir arkadaşımızı şehit verdiğimizin ertesi günü, hakkımızda ölüm fermanı çıkarıldığı zamanda bile Cizre sokaklarında tek başımıza gezdik elhamdülillah.
 
Dedim ki;
 
Rabbim bu alçakların atacağı kurşunla ölmemi yazmışsa kaderime, bunu taş duvarların arkasına saklanarak engelleyemem.
 
Rabbim hainlere fırsat vermedi.
 
Verseydi de başımın üstünde yeri vardı. Her hal üzerine Rabbimize şükredenlerdeniz elhamdülillah…

Ve gelirken,

Ben korkuyu Cizre'nin o dar, kasavetli, karanlık, duvarlarında mermi izleri olan sokaklarına gömdüm de geldim...
 
..
 
Yıllardır yüzüme gülerken arkamdan kuyu kazmanıza alıştım, sorun değil.
 
Çünkü inanıyorum ki “en büyük oyun bozucu Allah’tır...”

Siz arkamdan kuyu kazıyorsunuz ancak bana Rabbim "geriye dönme" diye emretti. Ben geriye değil, hep ileriye doğru gidiyorum.
 
Oynadığınız oyunlar, kurduğunuz tuzaklar bu yüzden hep ters tepti.
 
Rabbim yardım etmese oyunlarınızdan, tuzaklarınızdan kurtulamazdım bilirim.
 
Bundan sonra da Rabbimin yardımı olmadan tuzaklarınızı bertaraf edemem.
 
Onun da farkındayım.
 
İftiralarınızdan, tuzaklarınızdan Allah’a sığınıyorum.
 
Bu yüzden her gün,
 
Hazreti Yusuf’un kuyudayken, Hazret-i Yunus’un (as) balığın karnındayken yaptığı dualarla tekrar tekrar Rabbimin huzuruna varıyorum.
 

 
“Ol deyince olduran, sofralarımızı rızıkla dolduran Cenab-ı Allah”ın rahmet hazinesinin sonsuz olduğuna inanıyorum.
 
Siz inanmıyor musunuz?
 
Dünya’da tüm işyerleri kapansa ve tek siz ticaret yapsanız kazanacağınız Rabbimin takdir ettiği miktarın bir gram ötesine geçemez bilmiyor musunuz?
 
Dünyada tüm insanlar ölse ve sadece siz yaşasanız sahip olacaklarınız ancak Rabbimin izin verdikleridir, farkında değil misiniz?
 
Tüm insanların rızıklarının Cenab-ı Allah tarafından garanti altına alındığını hiç mi duymadın?
 
Hırs, kin, nefret, hasetlik, kıskançlık gibi duyguların insan kalbini öldürdüğünü, insanı mutsuz ettiğini, hayatın lezzetlerini almaktan uzaklaştırdığını fark edemiyor musunuz?
 
Yahu yüzünüz gülmüyor kininizden…
 
Kıskançlığınız esir almış sizi boğuyor…
 
Hasedinizden yürüyecek mecaliniz kalmamış yolda, farkındayım…
 
Yapmayın…
 

 
Demem o ki;
 
İşinize bakın,
 
Kendi yolunuzdan gidin…
 
Sık sık kendi yolunuzdan ayrılıp başkalarının yoluna tuzaklar kurmaya kalkarsanız bir gün o tuzaklardan birine siz düşersiniz.
 
Yolunuzu şaşırırsınız.
 
Bir adım ilerleyemezsiniz.
 
Dahası…
 
Rabbimi gücendirirsiniz…
 
Allah haksızlık yapmaz, haksızlık yapanları da sevmez…
 
Haksızlık yapmayın…
 
Başkalarının ne yaptığı değil, sizin ne yaptığınız ya da yapabileceğinizdir önemli olan…
 
İşinizi yapın…
 
İşinizi iyi yapın…

 

 
Dün gece bir an,
 
Dayanamadım, beddua edecek oldum…
 
Kızım izin vermedi.
 
“Sen de mi onlar gibi olacaksın baba, yapma” dedi.
 
“Onlara hasetliğin ne kadar kötü bir şey olduğunu anlat, daha iyi olur”
 
Bu yazıyı bu yüzden yazıyorum…
 
Rabbim varken,
 
Hiçbir şeyden korkmadığımı,
 
Bir defa daha,
 
Herkesin duyacağı kadar gür bir sesle,
 
Haykırmak için…
 

 
Rabbimin izin verdiği yolda,
 
Rabbimin izin verdiği kadar,
 
Yürümeye devam edeceğim…
 
Zira Rabbimin emri ve izni varken,
 
Sizin istekleriniz
 
HİÇ hükmündedir…

 

 
Son sözüm:
 
Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar madem ki yâr vardır
Yoktan da vardan da öte bir Var vardır
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
Senden umut kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır