Behlül Dane Hazretlerini bilmeyeniniz yoktur. Ebu Vüheyb Bin Ömer Sayrafi. Halife Harun Reşit zamanında yaşamış meczup görünümlü ermiş zat. Geçmişten günümüze kıssaları hep anlatılır. Halife Harun Reşit’e nasihatlarıyla, önerileriyle, zaman zaman da muhalefetiyle bilinir. Ama Halife kendisinin, yönetici körlüğünü giderdiğini bildiği için Behlül’ün kıymetini bilir. Burada asıl önemli olan Halife Harun Reşit’i bin yıldır yaşatan, adaletli ve başarılı bir yönetici haline getiren olgu, Behlül Dane Hazretlerinin, doğru, dürüst, millet ve İslam Hukuku merkezli danışmanlığıdır. Danışmanlık diyorum çünkü Harun Reşit Behlül’ün, görüş, öneri ve değerlendirmelerine oldukça önem vermiştir. Behlül ise yöneticinin, çevresindeki korkak ve yalaka yardımcılarının ördüğü duvar yüzünden gerçekleri görmeyip, yönetici körlüğü yaşadığı anlarda bir can simidi gibi bir Hızır gibi yetişip yöneticinin gözünü açar, ülkenin adalaletle yöntilmesinin devamına katkı sağlardı. Neticede Harun Reşit’i  bin yıldır yaşatan Behlül’dür. Behlül’ün zihniyeti pervasızlığı neye mal olursa olsun yönticiye karşı dürüstlüğüdür.

Yine yöneticinin körlüğünü gidermede  başka bir tarz ile tarihte karşımıza Nizamülmülk çıkar ki Siyasetname adlı eseriyle bu gün bile yöneticilerimizi yönetici körlüğünden kurtarmaktadır. Asıl adı Hasan Bin Ali Bin İshak el Tusi. Nizamülmülk’ün, Selçuklu Sultanlarından Sultan Alparslan ve Melikşah’ a vezirlik yaptığı mağlumunuzdur. Hazret Siyasetname adlı eserde yöneticilere, zaman zaman eleştiriler , zaman zaman nasihetler , zaman zaman da öneriler sunarak günümüz müesseselerine  bile yol göstermektedir. 
Bu örnekler çoğaltılabilir. Yazımızın başlığına dönecek olursak müesseselerde tepe yöneticilerin yaşadığı bazı handikaplar vardır. Bu handikaplardan bazılarını sıralayarak nasıl kurtulunabileceğine  dair öneriler sunmaya çalışacağız.
Öncelikle Yönetici Körlüğü’ne genel olarak bakacak olursak: Müessesenin hali hazırdaki ve gelecekteki problemleri, tehditleri ve fırsatları algılayamamasına yönetim körlüğü denir. Yani müessesenin yöneticilerinin, müessesenin içinde bulunduğu ya da bir süre sonra karşılaşılması muhtemel, olumlu ya da olumsuz durumların farkına varamamasıdır. Müessesenin rehavete kapılması, bir kısır döngüye girmesi, başka bir ifade ile, geminin su almaya başlamasının en temel sebebi Yönetici Körlüğüdür. Müessesenin gelişimini değişimini ve dinamizmini baltalayan bu olguyu fark edip önlem almak oldukça zordur. Ancak böyle bir meselenin var olduğunu kabul edip, her şeyi ben bilirim ben yaparım zihniyetinden kurtulunursa müesseseyi kurt gibi kemiren bu görünmez tehlike bertaraf edilebilir. Yönetici Körlüğüne sebep olan meselelere bakacak olursak 
1-Duvar Sendrumu:
Müesseselerde yetki ve makam sahiplerinin ya da tepe yöneticinin itimat ettiği yakınlarının, tepe yöneticinin çevresinde oluşturduğu oluşumlar; orta ve alt kademedeki başarılı ve üretken personelin görüş ve önerilerinin karar mercisine ulaşmasının engellenmesi. Tepe yöneticiler, çoğunlukla aldığı kararların tastik edilmesinden, ben en iyisini bilirim egosunun desteklenmesinden hoşlanırken, yapıcı da olsa, müessesenin faydasına da olsa, eleştiriden ve öneriden hoşlanmazlar. Böylelikle çevrelerinde oluşan, amiyane tabirle yalaka duvarını bilinçsizce güçlendirirler. Böylece orta ve alt kademe yöneticilerin, görüş düşünce ve önerilerinin yolu kapanır. Oysa müesseseyi ileriye taşıyacak olan unsurların başında, yapıcı eleştiriler, görüş ve öneriler , ayrıca bir problemin, bir sıkıntının, bir riskin, bir hatanın rahatça ortaya konulmasını sağlayan orta ve alt kademe yöneticiler gelir. Behlül yönetimde bu vazifeyi yerine getirmiştir. Halife zaman zaman kızsa da, zaman zaman eleştirilerden rahatsız olsa da, zaman zaman Behlül’ü cezalandırsa da, meselenin gereğini yerine getirmekten geri durmamıştır. Bu yüzden başarısı bin yıldır yaşamaktadır.
Bu hususta yapıcı eleştirilerin önünü  açmak için tepe yöneticinin, öncelikle eleştiri sahiplerini aşağılamadan, uzun uzadıya dinleyip, mesele hakkındaki çözüm önerilerini istemeli, eleştiri ve öneri sahiplerini taltif ederek devamlılığını sağlamalıdır.
2- Rutin Konforu:
Belli bir süre aynı işi, aynı tarz ve yöntemle yapan personelin, müessesede ortaya çıkabilecek tehditleri , riskleri ve fırsatları göremez olma durumudur. Bir nevi sabitlenmedir. Bu durumda çalışanlar alışkanlık haline gelmiş yöntemlere bağımlı hale gelmişlerdir. Mantıklı bir şekilde ele alınıp değerlendirilmesi gereken çok bariz ve açık fırsatlar ya da tehditler bile görünmez olur. Ya da görünse dahi rutine alışmış olmanın konforunu bozmamak için görmezden gelinir. Yıllardır aynı ekibin aynı tarzda çalıştığı da hesaba katılacak olursa, mesele iyiden iyiye kemikleşecektir. Bu durum özellikle gelişimin ve değişimin çok hızlı olduğu günümüzde müesseselerin yerinde saymasına, hatta gerilemesine neden olacaktır. Burada tepe yöneticiyi dolayısıyla müesseseyi ayıktıracak olan Nizmülmülk tarzı bir yetkilinin, görüş, öneri ve eleştirilerini, kapsamlı ve akademik bir çalışmayla tepe yöneticiye sunmasıdır. tepe yönetici rahatsız olsa bile dosyalanmış ve rapor haline getirilmiş bu çalışmaları derinliğine inceleyip, gereğini yerine getirmelidir.
Toparlayacak olursak, tepe yöneticinin etrafındaki yalaka duvarını yıkıp, her şeyi ben bilirim, ben yaparım egosundan kurtulup, müessesedeki Behlüllerin ve Nizmülmülklerin önünü açarak, onların gerek eleştirilerinden, gerek öneri ve projelerinden istifade ederek, bu körlükten kurtulmaya çalışmalıdır. Aksi halde müessesenin kısır döngüye girmesi ve akabinde başarısızlığa mahkum olması kaçınılmazdır.
Özellikle K.Maraşımızda, olumlu ya da olumsuz eleştiriye tahammül edemeyen tepe yönetici oldukça fazladır. Büyük ölçekli bir firmada orta kademe yönetici olarak çalıştığım sırada, müessese sahibine olumlu eleştiriler de içeren bir dosya hazırlamıştım. Dosyad birimimle alakalı problemleri ve bu problemlerin nasıl ortadan kaldırılacağını, yapılan işin daha iyi ve daha verimli nasıl yapılacağını ihtiva ediyordu. Dosyayı eline alır almaz telefona sarılan firma sahibim kaba bir üslupla beni yanına çağırıyordu. Kapıyı vurup odasına girer girmez : ‘’Sen genel kurmay başkanımısın ki bana muhtıra yazıyorsun’’ dedi. Ah memleketim profesyonel yönetime ne zaman kavuşacaksın.
Müesseselerin bütününde Yönetici Körlüğünün ortadan kalkması için profesyonel bir takım plan ve proğramların yapılması şart. Aksi taktirde gelişim ve değişim hızının müesseseye olumsuz etkilerini bertaraf etmek mümkün olmayacaktır.

- - - -